Hititlerin diyarı: Çorum

Anadolu’nun ortasında 4bin yıllık tarihi ile çok önemli bir kent Çorum. Murat Yankı Hititlerin başkenti Hattutaş’ı Pudra.com için yazdı.

Mart ayından Kasım’a kadar olan dönemi işim nedeniyle çoğunlukla Kapadokya’da geçiriyorum. Ekim sonuna kadar oldukça yoğun giden işler, Kasım gibi yavaşlıyor. İstanbul’a dönmeden yakın yerlere bir iki günlüğüne kaçıyoruz. Bu kez yıllardır gitmek istediğimiz Çorum bölgesini seçtik ve bir Cuma sabahı Kapadokya’nın Uçhisar kasabasından yola çıktık. İç Anadolu’yu güneyden kuzeye kat ederek geçtik. İlk durak olarak Çorum’a yaklaşık 80 km uzaklıktaki Hitit başkenti Hattuşaş, günümüzdeki adıyla Boğazkale ya da Boğazköy’e vardık. Dünyanın en eski süper güçlerinden biri olan Hititler’in başkentinde olmak bile heyecan verici.

Aslında ben de, benim gibi rehber olan eşim de Hattuşaş’a geçmiş yıllarda yaptığımız Anadolu turlarında gruplara rehberlik ederken defalarca gitmiş ve bu önemli başkenti gezdirmiştik. Ancak bu gezi başkaydı, zira insan kendi başına gitmediği zaman istediği gibi araştırma ve inceleme yapamıyor. Oysa Hititler gibi bir uygarlık uzun incelemeler ve okumaları fazlasıyla hak ediyor. Yaklaşık olarak MÖ 1650-1250 yılları arasında Hititler’e başkentlik yapmış olan Hattuşaş temelde üç bölümden oluşuyor. Bunlar; başkentin bina kalıntıları ve surların olduğu bölüm, Yazılıkaya adı verilen tapınak bölümü ve 2011 yılında son derece güzel bir yenileme çalışması sonucu açılmış olan ve bizi güzelliği ve sergilemenin başarısıyla şaşırtan Boğazkale Müzesi.

Hattuşaş Antik Kenti

Unesco tarafından Dünya Mirası listesine alınmış değerlerimizden Hattuşaş Antik Kenti, bu kadar iyi korunmuş en eski Anadolu kalıntısı olma özelliğini de taşıyor. Dile kolay, neredeyse 4 bin yıllık bir merkezden söz ediyoruz. Hattuşaş kazıları Alman arkeologlarca yüz yılı aşkın bir süredir yapılıyor ve her yıl kentte yeni buluntular ortaya çıkıyor. Kentin şu anda görülebilen bölümü ise son derece tatmin edici nitelikte. Kent surları, ana giriş kapısı ve surların altındaki uzun gizli tüneller kazılmış, dahası restore edilmiş. Kent kapıları arasında tüm eski uygarlıklarda güç sembolü olan ve genellikle kentlerin girişini süsleyen aslan heykelinden dolayı aslanlı kapı diye adlandırılan kapı ve Mısır etkisini taşıyan Sfenksli Kapı özellikle dikkati çekici. Sfenks demişken bu eski dönem sembolünün aslan vücutlu ve insan yüzlü olduğunu hatırlatmakta yarar var.

bogazkoy sfenksi corum seyahat geziHattuşaş Müzesi’nde ise hoş bir sürpriz karşılıyor bizi. O da Boğazköy Sfenksi. Söz konusu heykel 1917 yılında, yaklaşık 10 bin kadar Hitit çivi yazılı kilden yapılmış tabletle birlikte Almanya’ya restorasyon amacıyla götürülüyor. Gidiş o gidiş, Almanlar biraz unutmuş gibi yaparak üstüne yatıyor, sonrasında 2. Dünya Savaşı sonunda Almanya ikiye bölününce sfenks Doğu Almanya tarafında kalıyor. Bu durum işleri daha zorlaştırıyor çünkü Türkiye Cumhuriyeti onlarca yıl Doğu Almanya’yı ülke olarak tanımıyor,onunla ilişki kurmuyor. Derken Almanya yeniden birleşiyor, müzakereler hız kazanıyor ve 2011 yılında, yani tam 94 yıl sonra sfenks yurduna dönüyor. Halen Boğazköy Müzesi’nin en nadide parçalarından biri olarak sergileniyor. Mutlaka görülmesi gereken çok özel bir eser. Dalmış sfenkse bakarken bir şeyi de düşünmeden edemiyorum. Acaba Almanlar’a bu parçayı götürdükleri için kızsam mı yoksa bizim buralarda zaten parçalara ayrılıp büyük olasılıkla Boğazköy evlerinin temellerinde alelade bir taş gibi kullanılmaktan onlar sayesinde kurtulduğu ve onu bu kadar güzel korudukları için teşekkür mü etsem? Ne yalan söyleyeyim, tüm Türkiye’yi bunca yıl karış karış gezmiş ve eski hazinelerin halini görmüş biri olarak Almanlar’a teşekkür hissi daha ağır basıyor.

Dünyanın en eski Panteon’u Yazılıkaya’da

Bu özel eser dışında da müzenin durumu, sergi salonunun ve sergilenen eşyaların mükemmelliği bizi gururlandırıyor. Türkiye’nin bir köyünde böylesine güzel bir müze gurur veriyor. Müzeden Yazılıkaya mabedine geçiyoruz. Yazılıkaya, ‘bin tanrılı halk’ adı da verilen Hititler’in en önemli tapınağı. Sayılarını tam olarak saymasak bile duvarlarda onlarca, yüzlerce Hitit tanrısının kabartmaları yapılmış. Burası ayrıca dünyanın en eski panteon’u. Panteon deyince belki bu satırları okuyanlar Roma’daki yapıyı düşünebilirler. Onun adı da Panteon ne de olsa. Aslında bu sözcük ‘tüm tanrılar’ anlamına geliyor. ‘Pan’ tüm, bütün demek. Theon sözcüğü ise Yunanca’da tanrı demek olan ‘Teos’dan türemiş. İtalyanca’daki Dio, Fransızca’daki Dieu, hepsi aynı kökten geliyorlar. Her ne kadar Teos sözcüğü pagan yani çok tanrılı dönemde tanrı anlamına gelse de Hırisityanlık da aynı sözcüğü bu kez tek tanrıyı adlandırmak için seçmiş. Dolayısıyla dünyada tüm tanrılara adanan pagan dönemi yapıları panteon diye adlandırılıyorlar ve bunların en eskisi de, hem de bir açık hava panteonu olarak Yazılıkaya’da karşımıza çıkıyor. Tarihçi ve arkeologlara göre bu tapınağın başkentin hemen yanıbaşında bulunmasının nedeni kralların sık sık oraya gidip ibadet etmeleri, tanrılardan şans ve savaşta başarı dilemeleriymiş.

hattusas kent kapisi seyahat gezi corum
Hititler tarihin ilk savaş imparatorluklarından biri olarak da tanınıyor. Zira savaş aleti yapmak için gerekli olan demiri ilk kez onlar eritiyorlar dünya tarihinde. Atların çektiği arabayı da yine ilk kez Hititlerin kullandığına inanılıyor. Ayrıca bugüne kadar bulunmuş en eski barış antlaşması olan Kadeş Antlaşması’nı da Hitit Kralı, Mısır Firavun’u 2. Ramses ile yapıyor. Bir parçası New York’da Birleşmiş Milletler binasında bulunan bu antlaşmanın bir diğer parçası da İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde sergileniyor.

Hattuşaş harabeleri aynı zamanda Hitit Yolu’nun da başlangıcında. Hitit Yolu Projesi, Hitit eserlerinin yoğun olarak bulunduğu Çorum’da, Çorum Valiliği’nin 2011 yılında yaşama geçirdiği olağanüstü bir proje. Bu proje Orta Anadolu’da ve hatta Türkiye’de bir ilk olma özelliği de taşıyor. Hitit Yürüyüş Yolu, Hitit Gatronomi Yolu, Bisiklet Yolu hepsi belirlenmiş, tabelalar koyulmuş, olağanüstü bir iş yapılmış ve son yıllarda da meyvesini vermeye, Türkiye’nin kendi alanında ilk rotası olan bu projeye insanlar ilgi duymaya başlamış.

Günümüzde Çorum ili sınırlarında bulunan Hitit Ülkesi’nin en önemli kenti ve başkent Hattuşaş ve çevresi görülmesi gereken yerlerden. İnsan bu kadar eski uygarlıkların topraklarında bulunmanın ne büyük şans olduğunu, Anadolu kültürünün bu denli zengin oluşunun rastlantı olmadığını anlıyor.

Çorum’da nerede ne yenir?

Hattuşaş bölgesi değils bile Çorum kentinin ülkemizin en önemli gastronomi merkezlerinden biri olduğunu da ayrıca belirtmekte yarar var. Ne de olsa dünya ölçeğinde bile bir kentin ne kadar soylu olduğu oradaki geleneksel mutfağın zenginliği ve korunarak sonraki nesillere aktarılmasından geçiyor. Bu konuda Çorum il merkezindeki 150 yıllık bir ahşap evde hizmet veren Katipler Konağı Restaurant bu mutfağın lezzetlerini başarıyla sunuyor.

Çorum’da nerede kalınır?

Hattuşaş’a gitmek için en iyi yol uçakla Amasya-Merzifon Havaalanı’na gidip oradan araç kiralamak. Hattuşaş ve çok güzel bir Hitit Müzesi’ne ev sahipliği yapan Çorum, iki gün geçirmeyi hak ediyor. Bölgede kalınacak en uygun otel Çorum’un merkezindeki Anitta Otel.

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir