Şeker yerine tarçın meyve suyu yerine meyve

Dünyada yaklaşık 347 milyon kişide diyabet olduğu ve önümüzdeki 10 yıl içinde diyabet nedeni ile ölüm oranının yüzde 50 artacağı tahmin ediliyor. Ülkemizde ise 20 yaş üzerindeki her 20 kişiden üçü diyabet hastalığı ile karşı karşıya. Ancak birçok kişi yeterince tedavi olmuyor

Diyabetin her zaman kontrol altında tutulması gereken bir hastalık olduğunu söyleyen Liv Hospital Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Serpil Salman, diyabetle baş etme yolları hakkında bilgi veriyor.
Diyabet önlenebilir mi? Çocukluk çağının diyabeti olarak bilinen tip 1 diyabeti önlemek bugünkü bilgilerimize göre mümkün değil. Erişkin tip (tip 2) diyabet toplumda çok daha yaygın olarak görülüyor. Bu hastalığın önlenmesine yönelik olarak çocukluk çağından itibaren tedbirler almak mümkün. Yaş, bel çevresi, vücut ağırlığı, ailede diyabet hikayesi, gebelikte diyabet geçirmiş olmak, kalp damar hastalıkları, polikistik over sendromu, uyku apne sendromu varlığı vb. durumlar dikkate alınarak bir kişinin diyabet yönünden riskli olup olmadığı belirlenebilir. Riskli kişiler açlık ve gereğinde şeker yükleme testi (OGTT) yapılarak araştırılmalıdır. Açlık kan şekeri hafif yüksek veya gizli şekeri olan bir kişi fazla kilolarını vererek ve egzersiz yaparak diyabet gelişme riskini yüzde 58 oranında azaltabilir.
Stres diyabeti tetikliyor mu? Evet. Stresle baş etmemize yardımcı olan adrenalin, kortizol gibi hormonlar aynı zamanda insülin karşıtı etkiye sahip. Yani stresli durumda üretilen hormonlar vücudumuzda üretilen insülinin etkisini azaltıyor ve kan şekerinin yükselmesine neden olabiliyor. Ayrıca stresi aşmaya çalışırken iştah artışı nedeni ile daha fazla gıda tüketerek de hem kilo artışı. hem de kan şekerinde yükselme sorunları ile karşı karşıya kalabiliyoruz. Diyabet hastaları stres durumunda kan şekerini daha sık izlemeli ve gerekli durumlarda tedavi değişiklikleri yapılmalı.
Diyabetlinin stresle baş etmesi için ne yapması gerekiyor? İş yaşamı, çevre faktörleri sürekli olumsuz uyaranlar veriyor. Stresten uzak kalmaya çalışmak en önemli tedbir. Ancak bunu başarmak çok da kolay değil. Kahve içmek gibi uyarıcı özelliği olan çözümler kısa dönemde kişiyi rahatlatacak gibi görünse de stres hormonlarında artışa neden oluyor. Alkol tüketmek kimileri tarafından tercih ediliyor ama birçok olumsuz etkisinin ötesinde kalori içeriği nedeni ile de uygun bir seçim değil. Bunların yerine keyif alınan işlere yönelme, yoga, gevşeme egzersizleri gibi çözümler tercih edilmeli. Kalori harcamayı da artıran uzun yürüyüş gibi egzersizler, ruhsal olarak rahatlamanın ötesinde, hem kan şekeri, hem de kilo kontrolü bakımından daha uygun.

İKİ SAATTEN SONRA AÇLIK ARTAR VE ŞEKER DÜŞER

ŞEKER YERİNE TARÇIN: Şekerli gıda tüketimine çocukluktan itibaren alışmamak esas olandır. Günümüzde daha iyi tatlandırıcılar üretiliyor, bu ürünler uygun miktarlarda kullanılabilir. Hem lezzet artırması, hem de insülin direncini azaltması nedeni ile tarçından faydalanılabilir. Kek gibi yiyecekler daha az şeker kullanılarak ve kepekli un eklenerek pişirilmelidir. Bu tür ürünleri kuru meyve ile tatlandırmak tercih edilebilir.
DENGELİ BESLENMELİSİNİZ: Ekmek çeşitleri; kepekli, çavdar, yulaf, tam buğday unlu veya çok tahıllı tercih edilmelidir. Özellikle kahvaltıda ne kadar lif alınırsa, kan şekeri yükselmeleri de o kadar engellenebiliyor. Kahvaltıda protein kaynağı olarak peynir ve yumurta, elzem yağ asitleri içeren yağlı tohumlardan ceviz, badem, fındık ve zeytin mutlaka tercih edilmeli. Hem vitamin- mineral ihtiyacını karşılamak, hem de lif miktarını artırmak için bol yeşillik türleri ve meyve tüketmek de büyük önem taşıyor. İçecek seçimi ise çay, kahve, bitki çayı, taze meyve suları olmalıdır. Fakat taze meyve suları vitamin ihtiyacımız için iyi bir içecek olsa da hem şeker miktarı yüksek olduğundan, hem de posasını alamayacağımız için kahvaltıda taze meyve tüketmek daha sağlıklıdır.
GÜNDE 5-6 ÖĞÜN YİYİN: Doğru beslenme, diyabetliler için bir tedavi şeklidir. Kahvaltı ile birlikte diğer öğünlere de önem vermek gerekir. Diyabetliler için çözülmesi gereken temel sorun, kan şekerinin istenilen aralıkta gitmesini sağlamaktır. Bunu sağlamak için beslenme sıklığı önemlidir, uzun süre aç kalmak hipoglisemiye neden olur. Hipoglisemi ardından da hiperglisemi (kan şekeri yüksekliği) oluşma ihtimali artar. Bu düzen herkesin yaşam şekline, hareketine, tedavisine göre değişir. Ama genel olarak üç ana öğün, iki-üç ara öğün şeklinde günde beş-altı kez beslenmek kan şekerinin düzenlenmesini sağlamaktadır. Genelde ikinci saatte tokluk oluşur ve ardından şeker düşmeye başlar. Diyabetli kişiler her türlü meyveyi, gün içine dağıtarak ve porsiyon miktarına dikkat ederek tüketmelidir.

DİYABETLİLERİN DİKKAT ETMESİ GEREKENLER…

Bol bol su için: Yeterli sıvı alamamak kan şekerinin yükselmesine, böbrek sorunlarına yol açabilir. Yaz aylarında su tüketimini artırmak, diyabetliler için çok önemlidir.
Egzersiz yapın: Yaz ayları, açık mekanlarda yapılan egzersiz için iyi bir fırsattır. Sabah veya akşam, aşırı sıcak olmayan saatlerde, yemekten bir saat sonra yürüyüş, yüzme gibi egzersizlerin yapılması bir yandan iyi vakit geçirmenizi sağlar; öte yandan kan şekeri kontrolü, kilo verme, kalp-damar hastalıklarından korunma gibi faydalar getirir.
Cildinizi nemlendirin: Cilt yazın da, kışın da kurumaya meyillidir. Nemlendirici kullanılarak cildinizin kurumasını önleyin.
İlaçlarınızı sıcaktan koruyun: Haplar, insülinler, kan şekeri ölçüm cihazları ve çubukları aşırı sıcaktan korunmalıdır, çünkü bozulurlar.

AYAK YARALARI İÇİN NE YAPMALI?

Ayaklarda yara olup olmadığı her gün kontrol edilmeli.
Eğer gözü iyi görmüyorsa hasta kendi tırnağını kesmemeli, tırnak ne uzun, ne kısa bırakılmalı.
Ayak tırnakları yuvarlak değil küt kesilmeli.
Ayak nemli bırakılmamalı. Parmak araları iyice kurutulmalı.
Ayak her gün ılık sabunlu suyla yıkanmalı.
Ayakkabı seçimi çok önemli. Plajda plaj ayakkabısı ya da terlik giyilmeli.
Ayaklarda his kaybı varsa mutlaka yumuşak, sivri burun olmayan bir ayakkabı giyilmeli.

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir