Akdeniz ikliminin etkisinde olan ülkelerde yaşayan insanların daha heyecanlı bir karaktere sahip olduğunu ifade eden Dr. Bekir Tasalı, “Bu heyecan hali de tüm duyguların olması gerektiğinden daha yoğun ve yüksek yaşanmasına neden oluyor. Depresyonun önüne geçebilmek için duyguları orantılı yaşamak önemli.” dedi.
BİLİNÇSİZ ANTİDEPRESAN KULLANIMI SORUNLARI ARTIRIYOR
Depresyon belirtilerinden şüphelenenlerin, mutlaka bir psikiyatri uzmanına görünmesi ve gerekirse tedavi yöntemlerinin belirlenmesi gerektiğini ifade eden Dr. Tasalı, “Doğru
tedavi ile kısa sürede üstesinden gelinebilecek bir depresyon vakası, yanlış tanı ve tedavi uygulamaları yüzünden daha büyük psikolojik hastalıklarına dönüşebiliyor ve çözümü
zorlaşıyor. Bu gibi sorunlarla karşılaşmamak için, alanında uzman bir doktor gözetiminde olmadan bilinçsizce antidepresan kullanmamak gerekiyor.” diye konuştu.
DIŞ FAKTÖRLER TEK BAŞINA DEPRESYON NEDENİ DEĞİL
Depresyon nedenlerinin, iç kaynaklı olabildiği gibi, bir olay sonucunda tepkisel de olabildiğinin altını çizen Tasalı, şu bilgileri verdi: “Bu tepkilerin en bilinenleri arasında; ölüm, boşanma, romantik hayal kırıklığı, maddi yıkımlar, alışılan bir çevreden ayrılma, önemli bir ayrılık ve sevgi duyulan her türlü kayıplar sayılabiliyor. Yaşanan bu olaylar tek başına depresyona neden olmaz. Depresyonun görülebilmesi için, yaşanan olaylarla birlikte bireyin depresyona yatkınlığının da söz konusu olması gerekir.”
DEPRESYON TEDAVİ EDİLEBİLİYOR
Günümüzde depresyon hastalarının yüzde 70-80 rahatlıkla tedavi edilebildiğini ifade eden Tasalı, şöyle devam etti: “Bilim dünyasındaki hızlı gelişmeler ilaçlar içinde geçerli.
Depresyon hastaları; bilinçli ilaç tedavisi, uygun meşguliyet tedavileri ve yeterli psikoterapötik yöntemlerle tedavi olabiliyor. Tedavide kullanılan birçok ilaç, kişinin yaş, kilo gibi özelliklerine göre yaşam konforunu etkilemeyecek şekilde düzenlenebiliyor. Depresyon önemli ölçüde tedavi edilebilir bir ruhsal hastalık olmasına rağmen yalnızca ülkemizde değil bütün dünyada hastalarda yeterli tedavi arama eğiliminin olmayışı birçok insanın hayatını mutsuz duygu ve düşüncelerle geçirmesine yol açıyor.”
(CİHAN)