Çünkü sevdiğiniz bir işi yapmak kadar, iş dünyasında yer almak da bir o kadar zor. Peki, zorlu bir dönemden sonra bulduğumuz işte kalıcı olmak için neler yapmamız gerekiyor?
Yüksek sesle konuşmayın
İş ortamındaki uyumun bir kaynağı da gereksiz seslere maruz kalmamak. Bu yüzden, telefonla konuşurken “yüksek ses”le konuşmaktan kaçının. İş arkadaşlarınızın sizin konuştuklarınızı dinlemesine gerek yok. İş yerinde lavaboya girdiğinizde bile sesli şekilde telefonla konuşmayın. Bunun, iş arkadaşlarınızla aranızda tatsız olaylara sebebiyet vereceğini düşünün. Telefonunuz ya sessizde ya da titreşimde olsun. Mesai bitiminde ise serbestsiniz; istediğiniz kişileri arayabilirsiniz!
Hasta hasta işe gelmeyin
Ağır gripsiniz ve virüs taşıyorsunuz. İlk gün farkında olmadan işe gitseniz bile, eğer hastalığınız daha ağırlaşırsa evde istirahat edin. İş ortamında kalabalık gruplar ve açık ofis şeklinde çalışıldığı için, kimse gribin kendisine bulaşmasını istemez. “Bize de bulaştıracaksın” cümlesini duymaktansa, evde dinlenin!
Mesafeli ilişkiler kurun
İş dünyasında yapılan hatalardan biri de, samimi olmak, ortamda yer almak için iş arkadaşınızla mesafeyi kuramadan kurulan ilişkiler. İş arkadaşlarınız, sizinle ilgili her şeyi bilmek zorunda değil. Özel yaşamınız sadece sizi ilgilendirir; iş dünyasında “iş ile ilgili” kurallar geçerlidir. Unutmayın; ne kadar çok bilgi verirseniz verin; karşınızdaki daha çok ister.
Dinsel ve politik konulara girmeyin
Her iki başlık da hassaslık taşır. İş hayatında çok iyi anlaştığınız bir arkadaşınızla, konu dinsel olaylar ya da politik konular olunca ters düşebilirsiniz. Bu konuları, iş dışında tutmaya özen gösterin. Kimin neyi savunduğunu bilemezsiniz. Hiç olmadık bir yerde tepkiler almaktansa, nu konulara girmeyin.
Kötü şakalardan uzak durun
Bazı insanlar kötü şaka yapmaktan, lafla olsa bile, karşısındaki insana takılmaktan hoşlanır. Ama bunun tam tersi de geçerli. Bu iki farklı tipin hangi koşullar altında ortaya çıkacağını bilemezsiniz. Kötü şakaların, “eşek şaka”larının, doğru sonuçlar vermeyeceğini unutmayın. Faka basmamak için, bu gibi şakaların özel yaşamınızda yeri olsun.
E-postalardan bıkkınlık getirmeyin
Sürekli gelen e-postalar. Bazı insanlardan gelen e-postalara değil cevap vermek, bakmak bile istemeyiz. İşte, bu gibi bir sıfatla anılmamak istiyorsanız, sürekli e-posta yollayan biri olarak anılmayın. Çok güldüğünüz, beğendiğiniz bir e-postayı tabii ki yollayın; ama saat başı değil!
Sesli sakız çiğnemeyin
Sesli telefonlar kadar, sesli çiğnenen sakızlar da insanı delirtebilir. Özellikle bazı insanların sakız çiğnemeye karşı olduklarını da bilinen bir gerçek. İş saatleri içinde değil de, mesai sonrasına bırakın sakız çiğnemeyi. Bırakamıyorsanız da, başınıza geleceklere hazırlıklı olun.