Bahar aylarının hastalığı

Gül hastalığı, stres ve yorgunluk gibi sebeplerle ortaya çıksa da özellikle bahar aylarında kendini gösteriyor.

Bu aylarda sık görülen gül hastalığı, üzeri ince kepekli, kırmızı döküntülü bir hastalıktır. En çok 10-45 yaş arasında görülen hastalık bir bakteri ya da mantar enfeksiyonu değildir. Liv Hospital Ankara Medikal Estetik Uzmanı Uzm. Dr. Sevil Özdöl , herhangi bir iç hastalıkla da ilişkin olmayan gül hastalığı ile ilgili önemli bilgiler verdi.

BULAŞICI DEĞİLDİR

Sebep olarak bir çeşit virüsten (Herpes virus 7) şüphelenilir. Diğer viral enfeksiyonlarda olduğu gibi hastada halsizlik ve yorgunluk olabilir. Ancak diğer virüs enfeksiyonlarının aksine gül hastalığı kişiden kişiye bulaşmaz. Lezyonlar göğüs bölgesinde veya karında, haberci leke adı verilen büyük tek bir yama olarak, hafif kabarık, üzeri kepekli kırmızı bir leke ile başlar. Haberci lekeden birkaç gün veya birkaç hafta sonra, genellikle göğüste, sırtta veya karında daha küçük, ince kepekli döküntülü halini alır. Bazen yüzü ve boynu tutan atipik formları da görülebilir. Lezyonlar kaşıntılı olabilir.

YÜZDE DE OLUŞABİLİR

Tanı dermatolojik muayene ile konulur. Gül hastalığı genellikle sırtı, boynu, göğsü, karnı, kol ve bacakların üst bölümünü etkiler. Döküntü farklı kişilerde farklı biçimlerde görülebildiğinden bazen tanıda zorluk çekilebilir. Lezyonların sayısı ve boyutları kişiden kişiye değişir, ara sıra döküntü vücudun farklı alanlarında, örneğin vücudun alt kısmı ve yüzde görülebilir. Bu duruma benzer lezyonlara sebep olan diğer döküntülü hastalıklarla karışabilir. Bu noktada dermatoloji uzmanı tanı koymak için bazı kan testleri isteyebilir, gerekirse biyopsi yapabilir.

GÜNEŞLE TEDAVİ

Doğal güneş ışığı döküntülerin ilk haftasında hastalığın düzelmesinde oldukça etkilidir ve tedavi olarak hastalara mümkünse gün içinde gövdelerini yarım saat direkt güneş ışığına tutmaları önerilir. Kaşıntı yoksa ve lezyonlar az sayıda ve sınırlı bölgedeyse ilaç tedavisi gerektirmez. Tahriş ve sürtünme ile lezyonların sayısı artabilir. Bu nedenle kese ve lif yapılmamalıdır. Dar ve sıkı kıyafetlerden kaçınılmalıdır. Sıcak olmayan ılık banyolar yapılması tavsiye edilir.

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir