Beslenme alışkanlıklarının değişmesiyle birlikte miide – bağırsak hastalıklarının da arttığını söyleyen Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Mehtap Ertürk, bu hastalıkların teşhisinde kullanılan yöntemler hakkında bilgi verdi. Günümüzde endoskopinin en fazla sindirim sistemi hastalıklarında yapıldığını belirten Ertürk ntv.com.tr’ye yaptığı açıklamada sindirim sistemi hastalıklarının tanı ve tedavisinde kullanılan gastroskopi ve kolonoskopinin endoskopik incelemelerde başı çektiğini söyledi.
Ucunda kamera bulunan ve kıvrılabilen bir aletle içi boşluklu organların incelenmesinin endoskopi olarak adlandırıldığını aktaran Ertürk, “İşlem, incelenen bölgeye göre özel olarak isimlendiriliyor” dedi.
Yemek borusu incelemesinde ‘özofagoskopi’, mide incelemelerinde ‘gastroskopi’, onikiparmak bağırsağı incelemelerinde ‘duodenoskopi’, son bağırsak incelemelerinde ‘rektoskopi’ ,mesane incelemelerinde ‘sistoskopi’, akciğer bronşlarının incelenmesinde ‘bronkoskopi’, karın boşluğu incelemesinde’ laparoskopi’, rahim incelenmesinde ‘histeroskopi’ olarak tanımlanıyor. Eğer endoskopi işlemi sadece kalın bağırsak için yapılacaksa buna da ‘kolonoskopi’ ismi veriliyor.
BU BELİRTİLER VARSA GASTROSKOPİ GEREKEBİLİR
Nedeni açıklanamayan ve tekrarlayan karın ağrısı, yutma güçlüğü, ağrılı yutma, yutma esnasında takılma hissi, nedeni açıklanamayan kilo kaybı, uzun süreli ve tedaviye yanıtsız kansızlık, uzun süredir devam eden mide yanma ve ekşimeleri, bulantı, kusma, şişkinlik, ağızdan kan gelmesi, koyu siyah renkte dışkılama, mide bölgesinde yanma, ekşime ve ağza acı su gelmesi durumunda gastroskopi yapılabiliyor.
Dr. Ertürk “Daha önceden mide polipleri çıkarılmış ya da mide cerrahisi geçirmiş olan hastalarda kontrol ve takip amaçlı, ailesinde kanser öyküsü olan hastalarda da tarama amaçlı istenebilmektedir” dedi.
MİDE FITIĞINDAN TÜMÖRE
Gastroskopi işlemi sayesinde yemek borusunda yerleşimli tümörler, mide fıtığı, mide ve onikiparmak bağırsağındaki ülser ve tümörler saptanabiliyor, ayrıca tanı amaçlı biyopsiler alınabiliyor.
Ayrıca polip adı verilen yüzeyden kabarık lezyonların da ‘endoskopik polipektomi’ ile çıkarılabildiğini belirten Ertürk “Bazen hayatı tehdit edebilen mide ve oniki parmak bağırsağındaki derin ülserler ve damarsal sorunlara bağlı gelişen kanamalar ile siroz hastalarında yemek borusunun son kısmındaki kanamalar da endoskopik yöntemlerle durdurulabiliyor” şeklinde konuştu.
KOLONOSKOPİ NE ZAMAN YAPILMALI?
Ertürk, kolonoskopi gerektirebilen şikayetleri ise şöyle sıraladı: “Dışkılama alışkanlıklarının değişmesi (uzun süreli ishal veya kabızlık), dışkı çapında incelme, keçi pisliği şeklinde dışkılama, dışkılama hissi olup tuvalete gidildiğinde boşalamama, açıklanamayan karın ağrısı ve kilo kaybı, makattan kanama, dışkıda sümüksü içerik olması, uzun süreli ve tedaviye yanıtsız kansızlık, ailede kalın bağırsak kanseri öyküsü olanlar (tarama amaçlı), iltihaplı bağırsak hastalıklarının (Crohn ve ülseratif kolit) tanı ve takibi, bağırsak poliplerinin takip ve tedavisi, bağırsak kanseri ameliyatı olmuş hastaların takibi, 50 yaş üzerinde olan her sağlıklı kişi tarama amaçlı.”
Kolonoskopi ile bağırsak iç yüzeyinde yerleşimli polip denilen yapıların saptanması ve çıkarılması, tümoral kitlelerin görüntülenmesi ve biyopsi alınması, bağırsak duvarında cepleşmeler olarak bilinen ‘divertiküller’ in saptanması, damarsal sorunların görüntülenmesi ve mevcut bir kanama varsa durdurulması, bağırsakların kendi etrafında dönmesiyle gelişen bağırsak tıkanıklığı gibi durumların düzeltilmesi mümkün olabiliyor.