Esteworld Plastik Cerrahi Hastaneleri Grubu Uzmanı Dermatolog Doktor Eylem Acar, IAL Sistemde kullanılan yüzde yüz hyaluronik asit ile cildin kendi kendini onardığını, canlanarak parlaklık kazandığını ve kırışıklıkların azaldığını söylüyor.
Hyaluronik asit, vücudun en önemli yapı taşlarından biri. Kan damarlarından, iç organlara, cilt içinden, eklemlere kadar vücudumuzun her yerinde bulunuyor. Bebeklikte ciltte bol miktarda bulunan hyaluronik asit, 30’lu yaşlardan itibaren hızla azalıyor. Hyaluronik asidin azalmasıyla beraber, cilt parlaklığını, esnekliğini ve nemini kaybediyor. Bu nedenle Dermatolog Eylem Acar, cilt gençleştirme uygulamalarında hyaluronik asidin vazgeçilmez olduğunu belirtiyor.
YAŞLANMAYI GERİLETİYOR
Anti-aging’in vazgeçilmezi hyaluronik asit, ciltteki nem, esneklik ve hücre yenilenmesini sağlayan kollajenleri harekete geçiriyor. Ancak Acar, hyaluronik asidin bazı uygulamalarda sentetiğinin kullanıldığına dikkat çekiyor. Oysa IAL sistemde hyaluronik asit, yüzde yüz saf halde kullanılıyor. Dışarıdan verilen saf hyaluronik asit, kendiyle çapraz bağlanarak cilt altında uzun süre kalıyor ve cildin savunma sistemini artırarak yaşlanma sürecini geriletiyor. Dermatolog Eylem Acar, saf hyaluronik asidin adeta bir gençlik aşısı olduğunu vurguluyor.
IAL sistemde cilde 3 kez minik aşılar yapılıyor. Yılda iki kez yapılmasını öneren Acar, ilk aşının hemen ardından ciltte belirgin canlılık, parlaklık, kırışıklıklarda hafifleme ile gerginlikgözlendiğinin altını çiziyor.
Eylem Acar, özellikle alkol, sigara, akne, güneş ve solaryumdan zarar görmüş ciltlere diğer tedavilerle birlikte tamamlayıcı uygulama olarak IAL sistemi öneriyor. Acar, IAL sistemin Avrupave Amerika’da yaklaşık 5 senedir kullanıldığını ve güvenilir bir sistem olduğunu da belirtiyor.