Eskişehir Devlet Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Sevilay Küçük Aynacı, kişilerde özellikle baş dönmesi özelliği ile bilinen ‘vertigo’ hastalığının, strese ve bununla beraber depresyona bağlı olarak geliştiğini söyleyerek uyarılarda bulundu.
Latince ‘dönmek’ fiilinden gelen ‘Vertigo’ hakkında bilgi veren Uzm. Dr. Sevilay Küçük Aynacı, hastaların baş dönmesi sebebiyle doktora geldiklerinde kendilerine vertigo şüphesi ile yaklaştıklarını, ancak vertigonun genel bir terim olduğunu söyledi. Denge sistemindeki problemden meydana gelen vertigoyla ilgili konuşan Uzm. Dr. Aynacı, ‘Kişiler daha çok etrafın kendi çevresinde döndüğünü hissine kapılıyor ya da kendisinin döndüğü hissine de kapılabiliyor. Bu genellikle denge sistemimizden kaynaklanan bir problem olarak ortaya çıkıyor. Periferik dediğimiz iç kulak ya da vestibüler sinir dediğimiz denge sinirden kaynaklanan bir baş dönmesinden olabilir ya da santral vertigo dediğimiz beyinden kaynaklanan sebeplerle vertigo olabiliyor. Bazen de günlük yaşantımızda çok sık karşılaştığımız stres, bence vertigonun en sık rastlanan sebeplerinden biri olabiliyor. Çünkü maalesef artık günlük yaşantımızda günümüz insanları da stresle karşı karşıya baş etmek zorunda. Bunlardan birisi de bu stres sonucu ortaya çıkan depresyon. Depresyon sonucu da bence vertigo sık görülüyor ve ben böyle hastaları özellikle psikiyatrist arkadaşlarıma yönlendirtiyorum’ dedi.
Vertigo türleri ile ilgili bilgi veren Uzm. Dr. Aynacı, ‘Bize iç kulaktan kaynaklanan, orta kulaktan kaynaklanan vertigo dediğimiz baş dönmesi sebepleri geliyor. Vertigonun en sık görülen sebebi, ‘Benin Paroksismal Pozisyonel Vertigo’ dediğimiz ani baş hareketleriyle ortaya çıkan, en az bir dakika süren ve kendiliğinden geçen bir vertigo çeşidi. Aslında bu vertigo, genelde diğer vertigo çeşitlerine göre en masum olanı ve toplumda da birçok hastada görülen vertigo sebebi bu aslında. İç kulakta hepimizin bir denge sistemi var. Bu denge sistemi, 3 tane yarım daire kanalında oluşuyor. Yarım daire kanalı içerisinde kalsiyum karbonat kristalleri var. İşte bu kristallerin ani olarak yer değiştirmesi, olmaması gereken yerde olması, bu baş dönmesinin fazla sürmesine ve hastalar tarafından algılanmasına sebep olabiliyor. Genelde bu Paroksismal vertigo, bir dakikadan az sürüyor veya hastalarda baş dönmesi olabiliyor, farklı şikayetlerde olabiliyor. Teşhisi aslında çok basit, hastanın başını 45 derece çevirerek ve yatar pozisyona getirdikten sonra başını sedyeden sarkıtarak, tekrar orta hatta getirerek yaptığımız bir manevra bu hastalığın teşhisini koyabiliyoruz’ diye konuştu.
Uzm. Dr. Sevilay Küçük Aynacı, doğru teşhis ile tedavinin vertigoda önemli olduğuna değinerek şunları söyledi;
‘Bunun tedavisi yine aynı şekilde bu manevra ile yerinden oynayan ve olmaması gereken yerde olan kristallerin yerlerine oturtulması. Bu da epley ya da semont manevrası dediğimiz manevralarla olabiliyor. Bu manevralar çok kısa, hastane şartları altında hasta polikliniğe gelebilir, biz bunu poliklinik şartları altında uygulayabiliyoruz. Hastalar iki üç manevra sonrasında rahatladıklarını dile getiriyorlar. Çok kolay bir manevra. Hastayı rahatsız eden baş dönmesi bazen daha çok artabiliyor. Genellikle bu kristallerin yerine oturması sonucunda baş dönmesi ortadan kalkıyor. Bir hasta baş dönmesinden çok sık yakınıyorsa, mutlaka bir MR çektirerek altta yatan kulak tümör ya da farklı bir tümörü de mutlaka akarte etmek gerek. Çünkü hastayı gereksiz tedaviler ile oyalamakta bu hastaya yapılmış büyük bir haksızlık olur diye düşünüyorum. Baş dönmesi diye gelen hastalar aslında geçmiyorsa bu manevralarla ve nörolojik muayene sonucunda da ortaya bir şey konulamamışsa, mutlaka bir MR çektirmekte fayda var diyorum.’
Uzm. Dr. Aynacı, vertigonun ilerlemesiyle kişide iş kaybı yaşandığını dile getirerek, ‘Bu hastalar genellikle yatakta ani baş hareketleriyle baş dönmelerinin çok hızlandığını, yataktan kalkmakta zorlandıklarını, bazen yürüyemediklerini, işlerini yapamadıklarını, işe gitmekte güçlük çektiklerini söylüyorlar. Bu da tabi ki çok önemli bir iş kaybına neden oluyor. Bu durumda mutlaka gelip uygun tedaviyi olmaları gerekiyor. Bu hastalıkların perefertik vertigo mu yoksa santral vertigo mu, nörolojik kaynaklı vertigo mu olduğunu teşhisi konulduktan sonra uygun tedavi ile yenilebilir. Aslında insanlar çok korkuyor çünkü vertigo gerçekten kötü bir hastalık, beraberinde eğer şiddetli baş dönmesi, mide bulanması olursa, hastayı tamamen yatağa yatıran ve günlerce yerinen kalkmasını engelleyebilecek pozisyonda ataklar yaşamasına da sebep olabilen genel bir terimdir. İçinde farklı hastalıklar da var. Bunların hepsinin ayrımının iyi yapılması gerekiyor’ ifadelerini kullandı.
Vertigo şüphesi taşıyan kişilerin vakit kaybetmeden doktora başvurması gerektiğini kaydeden Uzm. Dr. Aynacı, ‘Migrene bağlı akut vertijinöz migren denen bir teşhis var. Yani migrenle beraber görünen bir baş dönmesi. Bu da günümüz şartları altında stresin tetiklediği bir hastalık. Bunun da teşhisinin iyi yapılması gerekiyor. Baş dönmesinin yanında ışıktan ve sesten rahatsız olma, yarım baş ağrısı, bulantı, kusma, ileri derecede baş dönmesi olabiliyor. Bunun da ayrıntılı bir şekilde tedavisiyle her şey gerileyebiliyor. Önemli olan hastaların doktora başvurmaları ve ihmal etmemeleri’ diye belirtti.