Anaokulu çağındaki bir çocuğun, annesi yemek yaparken ya da dışarı çıkarken onun eteğine yapışmış haldeki imajı, çoğu anne baba için bir hayal ürünü değildir. Bu bir gerçektir ve günlük yaşantının ayrılmaz bir parçasıdır. Yine de siz günlük işlerinizi yapmaya gidecekken sürekli size yapışıp sarılan çocuğunuzun ayrılmaya karşı direnmesi zor gelebilir. Eğer çocuğunuzu bir bakıcıya bırakmak istiyorsanız -ya da buna ihtiyaç duyuyorsanız- ona kararlı ve sevgi dolu bir biçimde güvence vererek bakıcı ile kaldığı için onunla gurur duyduğunuzu ve sizin de geri geleceğinizi anlatın. Samimi bir ses tonuyla onun bakıcıyla oynama fırsatı yakaladığı için mutlu olduğunuzu söyleyin. Sizin pozitif tutumunuz -negatif tutumunuz da- ona bulaşacaktır. Ayrı yerlerde olmanın ve diğer insanlarla da güzel vakit geçirebilmenin kabul edilebilir bir durum olduğunu ona göstermek için önce siz iyi bir model oluşturmalısınız. Bu ayrılma zamanlarında dışlanmış hissetmesini ve ilgi toplamasını sağlayan yapışma ihtiyacını önlemek için ona bol bol sarılın ve öpün. Yapışmak, ısrarcı bir yakın olma isteğidir; bu açıdan sarılmaya benzemez.
Problemin Oluşumunu Önlemek
Çocuğunuzu bakıcıya bırakmanın alıştırmasını yapın.
Çocuğunuzun bu fikre alışması için etrafta fazla gözükmeyebilirsiniz. Onu, hayatının erken dönemlerinde kısa süreli olarak yalnız bırakmanın alıştırmasını yapın. Bu kısa süreli ayrılıklar ebeveyn ve çocuk için sağlıklıdır.
Çocuğunuza bu ayrılık süresince her ikinizin de neler yapacağını anlatın.
Gittiğinizde neler yapacağınızı ona anlatın ve onun gün içinde yapacağı aktiviteleri de örnekler vererek ona anlatın. Neler yapacağını tanımlayın ve nereye gideceğinizi anlatın, bu sayede sizinle ya da kendisiyle ilgili endişelenmeyecektir. Örneğin, “Laura, akşam yemeğini hazırlayacak, sana bir kitap okuyacak ve seni yatağına yatıracak. Baban ve ben dışarıda yemeğe çıkıyoruz ve bu akşam on birde eve dönmüş olacağız” diyebilirsiniz ya da başka bir durumda “Şimdi yemeği yapmak zorundayım. Ben bunu bitirene kadar sen de oyun hamurlarınla oynarsan sonra beraber kitap okuyabiliriz.”
Ce-e oynayın.
Bu basit oyun çocuğunuzun sizin gidebileceğiniz, daha da önemlisi geri gelebileceğiniz fikrine onu alıştırır. Yeni yürümeye başlayan çocuklar ve okul öncesi dönemdekiler ile Ce-e oyunu, ellerinizin ya da bazı objelerin arkasına saklanarak sonra ce-e deyip tekrar ortaya çıkarak oynanır ve ileri (iki ile beş yaş arası) dönemlerde saklambaç gibi daha fiziksel aktivite içeren oyunlara geçilebilir.
Çocuğunuza geri döneceğinize dair güvence verin.
Ona geri döneceğinizi söylemeyi unutmayın ve geri geldiğinizi ona gösterin ve söylediğiniz şeyi yaptığınızı ona kanıtlayın.
Özel bakıcı aktiviteleri oluşturun.
“Özel aktiviteler” çocuğunuzun sizin yokluğunuzda keyfinin kaçması yerine bakıcıyla geçireceği saatleri dört gözle beklemesini sağlayabilir. Özel videolar, parmak boyamalar, oyunlar, hikâye kitapları hazırlayıp bir tarafa koyun ve sonra da onları bakıcıyla baş başa bırakın.
Çocuğunuzu ayrılma durumuna hazırlayın.
Çocuğunuza bir yere gitmek için ayrılacağınızı söyleyin ve siz gittiğinizde bununla baş edebileceği fikrini onun bilicine yerleştirin. Örneğin şöyle söyleyin, “Sen artık büyük bir ağabey olmaya başladın. Ben gittiğimde büyük bir ağabey gibi davranacağını biliyorum.” Eğer hiçbir uyarı yapmadan giderek onu şaşırtırsanız, bu sefer de her zaman sizin aniden gözden kaybolacağınızı düşünebilir.
Neler Yapılmalı?
Onun ayrılmaktan hoşlanmamasına ve yaygara koparmasına hazırlıklı olun.
Ortaya çıkan gürültülerin çocuğunuz bu aşamayı öğrendikten sonra biteceğini unutmayın. Sizin kısa süreli yokluğunuza dayanabileceğini öğrenecektir. Kendinize şöyle söyleyin, “Beni sevdiği için ağlıyor. Ancak her zaman onunla oynayamayacağımı da öğrenmesi gerekiyor ara sıra dışarı çıkabilir ve geri dönebilirim.”
Uzak kaldığınız süreci iyi idare edebildiğinde çocuğunuzu övün.
Kendi başına oynayabildiği için onunla gurur duyduğunuzu ona belirtin. Örneğin ona, “Ben fırını sildiğim sırada kendi başına oynayabildiğin için seninle gurur duyuyorum” diyebilirsiniz. Bu durum, ileride kendini özgüvenli ve bağımsız hissetmesini kolaylaştıracaktır. Bu her ikiniz için de yararlıdır.
Mızmızlanma yeri kullanın
Çocuğunuzun sizin kısa süreler için dahi olsa meşgul olmanızdan veya onun yanından ayrılmanızdan hoşlanmaması durumunun kabul edilebilir bir şey olduğunu bilmesini sağlayın. Ancak bununla birlikte onun sızlanmalarının başkalarını rahatsız ettiğinin açıkça anlaşılmasını sağlayın. Örneğin şöyle söyleyebilirsiniz, “Benim şu anda yemek yapmamı istemediğin için üzgünüm. Sızlanmadan oynayabildiğin ana kadar mızmız- lan ama yerine git ve orada otur.” Mızmızlandığında, onu sizden uzakta tutun ki sızlanmanın başkalarına rahatsızlık verici bir şey olduğunu anlasın.
Çocuğunuzun sizden ayrı zaman geçirmeye ihtiyacı olduğunun farkına varın.
Sürekli beraberliklere ara vermek çocuklar için de ebeveynler için de gereklidir. Çocuğunuz onunla oynamadığınız için protesto etse bile siz günlük iş rutinlerinizi yapmayı sürdürün. Gereksiz telaşlanmalara kapılsa bile ara sıra onu bakıcıya bırakın.
Ayrılık durumlarına yavaş yavaş alıştırın.
Çocuğunuz bir yaşın üstündeyse ve bütün zamanınızı onunla geçirmenizi istiyorsa, rekor kırma oyununu oynamayı deneyin. Sizinle geçirdiği beş dakikaya karşılık, beş dakika da kendi başına oynamasını sağlayın. Bundan sonra sizinle geçirdiği her beş dakikaya karşılık onun tek başına oynama süresini beşer dakika arttırın. Kendi başına bir saat geçirinceye kadar beşer dakika arttırmayı sürdürün.
Neler Yapılmamalı?
Çocuğunuz size yapıştığında sinirlenmeyin.
Çocuğunuzun, bütün ihtiyaçları için tüm dünya genelinde yalnızca sizin şirketinizi tercih ettiğini düşünün.
Çocuğunuzu size yapıştığı için cezalandırmayın.
Bunun yerine onunla nasıl ayrı zaman geçireceğinizi öğretmek için size özetlediğimiz yöntemleri takip edin.
Karışık mesajlar vermeyin.
Onu okşarken, sıvazlarken ya da sarılırken ona gitmesini söylemeyin. Bu, onun kafasını karıştıracaktır. Kalsa mı gitse mi bilemeyecektir.
Hastalığın, özel ilgi görmek için bir yol olmasına izin vermeyin.
Hasta olduğunda, kabul edilmeyecek davranışları yapmasına izin verirseniz, hasta olmanın sağlıklı olmaktan daha eğlenceli olduğunu düşünmesine neden olabilirsiniz. Hastalık durumlarında, sakin bir yaklaşımla normal rutinin biraz dışına çıkılabilir.
Problem Örneği: “Beni Bırakma!”
Natalie ve Rick Gordon, partilere gitmeyi çok severlerdi ta ki dört yaşındaki oğulları Tyler, tam eve bakıcı geldiği sırada ceketlerine korkuyla sarılıncaya kadar. Anne ve babası onun hislerini küçümsediler. “Hadi ama Tyler, bebek gibi davranma tatlım! Seni seviyoruz. Kötü hissediyor olman çok gülünç. Biz her cumartesi dışarı çıkarız.” Ancak Tyler rahatlamamıştı. Avazı çıktığı kadar ağlamaya başlamıştı. “Gitmeyin! Beni bırakmayın! Alın beni!” diye bağırdı ve onlara yapışmaya devam etti. Anne babası, dışarı çıkmak isterlerken çocuklarının onları cezalandırması için nerede yanlış yaptıklarını anlayamamışlardı. Kendi kendilerine, “Bakıcının önünde bizi rezil edecek, parti kıyafetlerimizi buruşturacak kadar bizden nefret mi ediyor?” diye düşündüler.
Bu yaşadıkları engellenmeyi arkadaşları Reilly’e anlattılar. O da Tyler’ın onlardan nefret ettiği için değil onları sevdiği için böyle davrandığını açıklamaya çalıştı. Ayrıca onların yokluklarına uyum sağlaması için çocuklarına nasıl yardım edebileceklerini anlatmaya çalıştı. Bir sonraki cumartesi için Gordonlar, Reilly’nin anlattıklarını denemeye karar verdiler. Evden ayrılmadan önce Tyler’ı bu duruma hazırlamak için onunla konuştular. “Artık büyük bir ağabey gibisin. Biz filme gittiğimizde sen de Laura ile oynayarak keyifli vakit geçirebilirsin. Biz döndüğümüzde sen yatmış olacaksın, fakat sabah uyandığında biz burada olacağız. Laura sana mısır patlatacak, hikâyeler okuyacak sonra da sen yatmaya gideceksin. Eğlenmenize bakın!” Ayrılma sahnelerini ağlayarak ve sarılarak uzatmadılar ve Tyler sızlanırken evden ayrıldılar.
Bu gözle görünür başarıdan sonra ona gidecekleri yerler ve kalma süreleri ile ilgili açıklamalar yaparken sessizce durduğu için Tyler’ı övmeye başladılar. Ne zaman bakıcılarından güzel bir geri bildirim alsalar, Tyler’a onlar yokken güzel vakit geçirdiği için duydukları gururdan bahsettiler. Ona sarılarak, “Laura sana ziyafet hazırlarken ona yardım ettiğin ve sakin bir şekilde durduğun için teşekkür ederiz” dediler. Gordonlar, sabırlı insanlardı. Neşeli seslerin, ağlamanın ve tepinmenin yerini almasının haftalar alabileceğini biliyorlardı. Ancak aynı zamanda onun “bebekçe” davranışlarıyla karşılaştıklarında buna sözlü olarak müdahale etmek yerine, ağlamalarını görmezden gelerek bu süreci yumuşattılar.