Türk TORAKS Derneği Başkanı Prof. Dr. Arzu Yorgancıoğlu, dernek olarak 1600 doktorun katıldığı bir araştırma yapıldığını, bu araştırma ile
doktorların doğru teşhis, iyi bir muayene için ne kadar süre harcamaları gerektiğini ortaya çıkarttıklarını belirtti.
MUAYENE SÜRELERİNİN KISA OLMASI NELERE NEDEN OLUYOR?
– Doğru teşhis gecikiyor. Hastalar gereğinden fazla doktora gitmek durumunda kalıyor.
– Gereksiz tahliller, röntgen, tomografi, MR çekiliyor. Hastalar gereksiz radyasyona maruz kalıyor.
– Sağlık harcamaları artıyor.
– Doktorlar hastayı yeteri kadar dinleyemiyor.
NE KADAR HIZLI GİDERSEN DEĞİL NE KADAR AZ KAZA YAPARSAN O KADAR PARA KAZANIRSIN
Prof. Dr. Oğuz Kılınç muayene sürelerinin kısalığı ile ilgili uzun yol şoför örneği verdi ve şunları söyledi: “Antalya-İstanbul arası araçla 7 saat
sürer ortalama iyi bir şoför hızlı gittiği takdirde 6 buçuk saate indirebilir. Ama siz şoföre şunu söylerseniz: bu yolu günde kaç defa gidersen o kadar para alırsın ve bununla geçimini sağlayacaksın dersen; şoför bunu 4 saate 3 saate indirmeye çalışır hızlı giderek, ama hız felakettir hız arttıkça risk artar, kaza riski ve ölüm riski artar. Türkiye’de hasta başına bakılma süresi devletin randevu sisteminde 10 dakikadır. Pratikte bu iki dakikaya iner bunun ortalama 12 saniyesi öykü almak için harcar hekim, 9 saniyesini de fizik bakiye harcar. Bu sürede hastanın doğru teşhisinin koyulup tedavi edilmesi mümkün değildir. Bunun sonucu ne olmuştur? 2000 yılında sağlık harcamaları GSMH’nin yüzde 4,9’unu alırken 2014 yılında yüzde 6,4’üne çıkmıştır. Muayene edilen hasta sayısı 1993 yılında yılda 80 milyon iken 2013 yılında 492 milyona çıkmıştır. Kişi başına düşen muayene sayısı 8,3’e çıkmıştır. Sağlık, hastalık ve ölümler azalmamıştır. Dolayısıyla burada hastaya gerekli zamanın ayrılması çok önemli. Biz bir çalışma yaptık değişik hasta profillerinde ‘çöpsüz üzüm’ dediğimiz, tanısı belli olan hastalıkta dahi hastaya ayrılması gereken minimum süre 17 dakikadır. Bu sürenin altında baktığınız zaman yanlış tanı koyma, yanlış tedavi etme ve hastanın zarar görmesi olasılığı artar. Eğer hasta problemli ise, sizin yeni tanıdığınız bir hastaysa bu süre minimum 20 dakikadır. Bunu altındaki her süre hekimin yanlış yapma ve yanlış tedavi uygulama riskini arttırır. Hekimin eğitiminden bağımsız olarak dünyanın en iyi hekimi dahi olsa bu sürenin altında ise hekimin yanlış yapma olasılığı vardır. Biz dernek olarak çare öneriyoruz. Hekime yeterli süreyi verinki hastalığı doğru tanısın, doğru tedavi etsin. Hastanın tekrar hastaneye gelmesine gerek olmasın, gereksiz tetkiklerin istenme olasılığı düşsün ve hekime az hasta kaliteli hasta baktığı halde hak ettiği parayı verin ki, yani şoföre ne kadar az kaza yaparsan az ölüm olursa o kadar para kazanırsın denilsin. İddia ediyoruz, bu uygulamaya geçildiğinde Türkiye bazında sağlık harcamalarının yüzde 30 düzeyinde azalacağını tahmin ediyoruz.”
3-5 DAKİKADA HASTA BAKMAK İSTEMİYORUZ
Kongrede konuşan göğüs hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Sedat Altın da sağlıkta dönüşüm programı ile herkesin istediği sağlık kurumuna başvurduğunu ama bunun gereksiz tahlil ve görüntülemeye neden olduğunu ve sağlık harcamalarını arttırdığını söyledi. Prof. Dr.Altın, “Sağlık harcamaları artık sürdürülebilir olmaktan çıktı. Bunun bir diğer varyasyonu da hastaların daha fazla ışın alması, risk altına girmesi, doğru teşhis için gereğinden fazla yorulması. Sonuçta tetkiklerin azalacak, hasta memnuniyetinin artacak ve başvuruların yılda yüzde 8,5 oranında azalacağını düşünüyoruz. Bizim amacımız hastalara daha iyi hizmet verebilmek. O yüzden 3-5 dakikada hasta bakmak istemiyoruz. Bu sürenin uzatılması ve her açıdan hekimlerimizin rahatlatılmasını istiyoruz.” dedi.