Kapadokya öyle büyülü bir yer ki, gitmeyenin rüyalarını süsler, gideni tekrar gitmek için bir neden bulmaya teşvik eder. Dört mevsimi de ayrı güzel olan Kapadokya sadece yeryüzü şekilleri ile değil, aynı zamanda köklü tarihi, kültürel birikimi ve mistik havasıyla da çok davetkar.
Peki bu çok özel bölgeye özel bir günde gitmeye ne dersiniz? Haftaya 14 Şubat. Hadi biraz klasiklerden uzaklaşın, unutulmaz bir Sevgililer Günü yaşayın. Tutun sevgilinizin elinden, sürükleyin onu da bu peri masalının içine.
Cumartesi sabah erkenden Avanos’a gidin mesela. Çayınızı, simidinizi alıp Kızılırmak boyunda oturun. Nehirde süzülen ördek ve kazları izlerken dinlenin. Ardından Kızılırmak’ın iki yakasını bağlayan, üzerinde yürüdükçe sallanan asma köprüden geçin. Antik dönemdeki adı “Venessa” olan Avanos çömlekçiliği ile ünlü. Çanak çömlekçilere uğrayın, kendi hünerinizi sergileyin.
Sırada manastır hayatının yaşanmış olduğu Göreme Açıkhava Müzesi gezisi var. Bunun dışında görülmesi gerekenler arasında Kızlar Manastırı, Erkekler Manastırı, Aziz Basil Şapeli, Elmalı Kilise, Aziz Barbara Kilisesi, Yılanlı Kilise, Karanlık Kilise, Çarıklı Kilise ve Tokalı Kilise yer alıyor.
Uçhisar’da Gün Batımı
Akşamüstü saatlerde gün batmadan önce Uçhisar’a gidin. Önce bölgenin adını aldığı Uçhisar Kalesi’ni gezin. Uçhisar, üzerinde bulunduğu vadinin en yüksek noktasında yer aldığından manzaranın da en güzel izlendiği yerlerden. Kale ziyareti sonrası manzaraya hakim bir restorana oturun ve ev yapımı Kapadokya şaraplarından sipariş edin. 4000 yıldır bölgede şarap üretilmekte olup şarapçılık bir gelenek haline gelmiştir. Artık bir elinizde kadehiniz, bir elinizde sevgilinizin eli, güneşin batışını izleyin.
SEVGİLİNİZLE PUMPKİN’E GİDİN
Kapadokya’dan ayrılmadan önce Sevgililer Günü için Göreme’deki Pumpkin Göreme Restoran’a gidin. Mekan çok küçük olduğundan mutlaka önceden rezervasyon yaptırın.
Kuşbakışı Kapadokya
İlk akşamı erken bitirmekte yarar var, çünkü bir sonraki gün sabaha karşı yapmanız gereken en önemli şey balon turu. Balon turuna katılmak için gün doğmadan otelden sizi alacak aracı ayarlayın. Vardığınız noktada balonun hazırlanmasını izlerken içinizi ısıtmak için ikram edilen çayı kahveyi için. Balon hazır olduğu gibi atlayın sepete ve yavaş yavaş yükselirken manzaranın keyfine varın. Yükseldikçe daha da güzelleşen manzarayla büyüleneceksiniz. Peribacaları üzerinde yaklaşık 1 saatlik yolculuk sonrasında yavaş yavaş alçalacak ve indiğinizde kutlamak için şampanya patlatılacak.
Yeraltında hayatlar
Güzel bir kahvaltı sonrası bu kez de yeraltı şehirlerine doğru yola çıkın. Kapadokya’da yumuşak tüf kayalara oyularak yapılmış çok sayıda yeraltı şehri var. Bunlar arasında en önemli olanları Derinkuyu ve Kaymaklı yeraltı şehirleri. Diğerleri ise Özkonak, Mucur, Örentepe, Tatlarin, Gümüşkent ve Gökçetoprak yeraltı şehirleri. Nevşehir’e 30 km mesafede yer alan Derinkuyu, yeraltı şehirleri ile tanışmak için çok doğru bir nokta. Toplam alanı 4.5 kilometrekare olan yeraltı şehrinde 20 bin kişinin yaşadığı düşünülüyor. Kaybolmamak için tabelaları izleyin.
Zelve ve Paşabağ Vadisi
Öğleden sonra rotanızı Zelve Açıkhava Müzesi’ne çevirin. Göreme’ye göre çok daha geri planda bırakılmış olsa da, daha el değmemiş, bozulmamış, eski dokusuyla olduğu gibi korunmuş bir vadi. Turist ise yok denecek kadar az. Burada hiçbir şey yapmadan yürüyün ve ortamın sesini dinleyin. Akşamüstü ise Paşabağ vadisinde, peribacası oluşumları arasında yürüyün, fotoğraf çekin.