Kadınların algı mekanizmaları daha iyi çalışıyor
Kadınlar bunu içgüdüsel olarak hisseder. İçgüdü, kadın beyninin çevresinden beş duyusuyla aldığı verileri işlemesiyle gerçekleşmektedir. Kadınların beyni erkeklere göre özellikle vücut dilini çözme, karşısındaki kişi konuşmasa dahi onu anlama hücreleriyle donatılmıştır. Kadın beyni daha empatik olup en küçük ipuçlarını değerlendirerek başkalarının düşüncelerini, inanç ve eğilimlerini, duygularını keşfetme konusunda erkek beynine göre çok daha ustadır.
Kadın beyni adeta yüksek teknolojiyle donatılmış yüksek performanslı bir duygu makinesidir. Her an başkalarının duygu değişikliklerini tarar, farkları yakalar. Buna karşılık erkek beyni ise ses tonu ve yüz ifadelerinden, vücut dilinden duyguları ve duygu değişikliklerini çözecek radar keskinliğine sahip değildir.
Duygusal beyin kadınlarda daha aktif
Aşık olan kadınlarda fonksiyonel MRI incelemeleri sonucunda kaudat nukleusta, septumda ve parietal kortekste aktivite artışı izlenirken âşık olan erkeklerde sadece vizüel kortekste aktivite artışı söz konusudur. Bu durum, aşık olan kadınlarda daha çeşitli ve yoğun beyin aktiviteleri olduğunu göstermektedir. Bu yüzden aşk travması geçiren kadınlar, erkeklerden daha zor ve güç normale döner. Limbik sistem veya duygusal beyin, kadınlarda daha büyüktür ve bu sebeple daha kolay bağ kurarlar. Kadınların arkadaşları bu nedenle daha fazladır. Limbik sistemin büyük olması, psikolojik problemlerin ve depresyon olasılığını da artırır.
Kadınlar daha iyi konuşur
Kadınlar erkeklere göre konuşmaya daha erken başlar ve akıcı konuşur. Ayrıca genelde okuma yazmayı daha erken söker. Kompozisyon, anlatıma dayalı dersler ve yabancı dil öğrenmeye karşı daha ilgili olurlar. Kadınlar genelde bir karar vermeden önce daha fazla bilgi toplamayı tercih eder. Alışveriş merkezlerinde vitrinleri dolaşanların çoğunun kadın olması dikkat çekicidir. Erkekler ise daha çabuk karar verir.
Kadınların strese karşı duyarlılıkları daha fazla
Kadınların strese karşı psikolojik tepkileri daha yoğun, fizyolojik tepkileri ise erkeklerden daha zayıftır. Bu nedenle stresin meydana getirdiği fizyolojik aşınma erkeklerde çok daha fazladır. Buna karşılık stresin oluşturduğu psikolojik bilanço ise kadınlarda daha ağırdır. Bu nedenle, ortalama ömür olarak kadınlar daha çok yaşarken, erkeklerse kadınlara göre daha az depresyon ve diğer ruhsal bozukluklar yaşar.