Doç. Dr. Cesarettin Alaşalvar, Giresun Ticaret Borsası tarafından yayınlanan ‘Fındık’ adlı dergide yayınladığı makalesinde, “Fındık diğer sert kabuklu kuru yemişlerle kıyaslandığında, fındık, alfa-tokoferol ve oleik asit açısından en sert kuruyemiştir. Bu nedenle düzenli olarak günde 30-40 gram natürel fındık tüketimi ile hem yağda hem de fındığın diğer kısımlarında bulunan biyoaktif bileşikler ve polifenoller, kalp – damar hastalığına yakalanma riskini yüzde 25-30 düzeyinde azaltabilir” dedi.
“Vücudun E vitamini ihtiyacını karşılıyor”
Biyoaktif bileşikleri, sağlık için önemli faydalı maddeler olarak da tanımlayan Doç. Dr. Cesarettin Alaşalvar şunları söyledi:
“İçerik olarak bakıldığında 100 gram naturel fındık, yaklaşık %60 civarında yağ içermektedir. Fındık yağı nötral ve polar yağlar olmak üzere iki sınıfa ayrılmaktadır. Toplam yağın yüzde 98,8’ini nötral ve yüzde 1,2’sini polar yağlardan oluşmaktadır. Nötral yağların tamamını ise triaçilgliseroller oluşturur. Fındık yağında 12 çeşit TAG bileşeni bulunmakta olup, en fazla olanı yüzde 70-75 oranında bulunan ‘oleoyl-oleoyl-oleoyl’ olarak adlandırılan bileşiktir. 16 çeşit yağ asidini bünyesinde barındıran fındık yağında, en önemli yağ asidi ise toplam yağ asitlerinin yüzde 80-85’ini oluşturan oleik asittir. Tokollerin farklı bileşikleri E vitamini aktivitesi gösterir. En aktif olanı ise alpha-tokoferoldür. Fındık yağı bünyesinde 4 çeşit tokoferol ve 3 çeşit tokotrienol içerir. Bunlar içerisinde, fındık yağında en yüksek düzeyde olan ise alpha-tokoferoldür. E vitamini vücudumuz için elzem bir vitamin olup, günlük ihtiyacımız ise 15 mg düzeyindedir.”
“Fitosterol bileşikleri kandaki kolestrol seviyesini indirir”
“Bünyesinde 12 çeşit fitositerol bulunduran fındık yağında, en fazla bulunan bileşiğin beta-sitositerol olduğunu ifade eden Alaşalvar “Fitosterol bileşikleri içerisinde, en faydalı olan ise beta-sitosteroldür. Bu bileşik, hem tek başına hemde diğer benzer fitosterollerle beraber kullanıldığında, kandaki kolesterol seviyesini indirir ve bazen hiperkolesterolemi tedavisinde kullanılır. Günlük tavsiye edilen fitositerol miktarı ise 2 gram civarındadır. Bu nedenle, fitositerol ihtiyacının az bir kısmını ancak fındık yağından karşılanabilir” diye konuştu.
“Sifingolipidler kanserin önlenmesinde yardımcıdır”
Fındık yağında az miktarda (0.32 g/100 g fındık yağı) olan ve kolesterol düşürücü özelliği olan sifingolipidler bulunmaktadır” diyen Alaşalvar “Bu bileşiğin, ayrıca kanserin önlenmesine yardımcı olduğu belirtilmiştir. Sonuç olarak, yüzde 60’ı yağ olan fındık, bünyesinde birçok faydalı biyoaktif bileşiği barındırmaktadır. Badem, Ceviz, Antep fıstığı diğer sert kabuklu kuru yemişlerle kıyaslandığında, Fındık alfa-tokoferol ve oleik asit açısından en zengin sert kabuklu kuru yemiştir. İspanya’da 7 bin 447 birey üzerinde yapılan ve 5 yıl süren (PREDIMED) çalışmada, grupların bir kısmına Akdeniz diyetine ek olarak günde 30 gram fındık, ceviz ve bademden oluşan karışık kuru yemiş verilmiş olup, bireylerin kalp ve damar hastalıkları risk belirteçlerin de kontrol diyete göre yüzde 28 azalma gözlemlenmiştir. Bu nedenle, düzenli olarak günde 30-40 gram miktarında natürel fındık tüketimi ile hem yağda hem de fındığın diğer kısımlarında bulunan biyoaktif bileşikler ve polifenoller sayesinde, kalp-damar hastalığa yakalanma riski yüzde 25-30 düzeyinde azaltıla bilinir. Ayrıca, fındık yağı diyabetli hastaların insülin ihtiyacını azalttığı gibi, kan şekerini düzenleyici etkide yapmaktadır” şeklinde konuştu.