Gazete kağıtlarını dönüştürerek müthiş gül demetleri yapan, çöp tenekelerinin yanında bulduğu eşyalarla biblolar, eski kitaplarla çerçeveler yapan, bulduğu her şeyi ilham verici objelere dönüştüren Duygu Soysal’ın kağıttan dönüşen hayatlarıyla tanışın. Yaptıkları ilham kaynağınız olabilir…
Duygu Soysal otuzlu yaşlarında genç bir kadın… Arkeoloji okuyup ardından restorasyon projelerinde görev alan, tıkandığı noktada da reklam ajanslarında sanat yönetimi alanında çalışan biri. Doğayla iç içe geçen çocukluğu, ailesinin sanatla ilgili oluşunun da etkisiyle tüm yaptığı işleri bir kenara bırakıp çöpe atılmış ne varsa dönüştürmeye girişiyor. Hâlâ en önemli malzemesi gazete kağıtları. Şimdilerde komşuları dahil herkes Duygu için eski gazete biriktiriyor. Geçen yıl Kadıköy’de açtığı sergiyle farkındalığı da arttıran Duygu Soysal ilhamını doğanın benzersiz zarafetinden alıyor.
– Herkes bu aralar sizin geri dönüşümlü çiçeklerinizi konuşuyor. Nasıl başladınız kağıtları dönüştürmeye?
Aslına bakarsanız kağıtların dönüşümüne kadar gelen uzun bir yol var çiçeklerin öncesinde. Arkeoloji okuduğum üniversite yıllarında, farklı formlardaki çanak-çömlekleri inceleme fırsatım oldu. Küçük buluntu çizimleri ve restorasyon çalışmalarında uzun zaman aktif olarak rol aldım. Reklam ajanslarında sanat yönetimi üzerine çalıştım. Ne yapsam diye düşünürken, atılan her ofis kağıdını ve kapı önüne çıkartılan gazete kağıtlarını toplasam, sonra bunları tekrar hamur haline getirsem, o hamurlardan yepyeni formlarda aksesuarlar, asla koparılmayacak ve solmayacak çiçekler yapsam nasıl olur dedim. Yani her şey kağıt, kağıttan önce ağaç, ağaçtan da öte doğa, toprak aşkıyla başladı desem yeridir.
– Tasarımlarınız her yönüyle ilgi çekici. Sanat eğitiminiz de aldınız mı?
Sanat ve doğa aşığı bir ailede büyüdüm. Çocukluğumdan beri evimiz atölye gibi. Annem resimden ahşaba, ebrudan heykele el sanatlarıyla uğraşan çok yönlü bir sanat insanıdır. Babam ise her enstrümanı tıngırdatan bir müzik sevdalısı. Küçüklüğümde “Sakın o duvarları boyama!” diyen bir ailem olmadı.
– Geri dönüşümlü kağıtlardan bir de sergi açtınız değil mi?
Evet, geçen yaz bir hafta süren ilk kişisel sergimi açtım. Sergiyi bir galeride yapmak yerine daha fazla insana ulaşmak ve daha samimi bir ortam oluşturmak adına cafe&pub’da açtım. Ziyaretçiler sergilenen ürünlerin yanında oturup, içeceklerini içip sohbetlerini yaptılar.
– Geri dönüşümlü kağıtları nereden topluyorsunuz?
Kağıtlar bana geliyor desem yeridir. Kağıt tasarımıyla uğraşmaya başladığımdan beri, yakın çevremin benim için kağıt biriktirmeye başladığını gördüm. Artık gazetelerini, ambalaj kağıtlarını çöpe atmak yerine ‘Duygu için’ kutusunda saklıyorlar. Bazen evden çıkarken kapımın önünde koca bir tomar atık kağıtla karşılaşıyorum. Tabii ayrıca kolaj çalışmaları için de bol bol sahaf geziyorum.
– Çiçek tasarımlarınız ödül törenlerinde verilmeye başladı değil mi?
Evet, ödül törenleri ve etkinliklerde hediye olarak tercih edilmesi tarifsiz bir mutluluk. Ayrıca, yeni evlenen çiftler için de hazırladığım gelin buketleri var. Bütün bunların koparılmış bir çiçeğin yerine geçebilmesi çok ama çok güzel. Çünkü sunulan, ne sahte ne de koparılmış bir çiçek. Özünü kaybetmeyen doğanın bir parçası…
– Evinizde nasılsınız, atmaya kıyamayanlardan mısınız? Yoksa zaten çok eşyası olmayanlardan mı?
Minimal bir yaşam tarzımız var. Evde kullanmadığımız, köşede unutulmuş hiçbir şeyimiz yok diyebilirim. Kullanılmayacak duruma gelmiş eşyaları da yeni formlarıyla tazeliyoruz. Ayrıca fazla eşyanın insanı bağımlı hale getirdiğini de unutmamak lazım.
– Üretim anlamında bir katkısı olmayan ev hanımlarına bir öneriniz var mı?
Kadın yaşamın doğurgan kısmıdır. Toprak gibi. Üretemeyen kadın olamaz, sadece kendini unutmuş kadın olabilir. O yüzden içlerine dönmelerini ve kendilerini yeniden keşfetmelerini önerebilirim. Eminim bulacakları çok şey olacaktır.
– New Yorklu sokak sanatçısı Swoon ve kendisi gibi diğer sokak sanatçısı arkadaşları, DIY (Do it yourself / kendin yap) felsefesini benimsemiş insanlar mı ilham kaynaklarınız?
Yurtdışı ve içinde harika sanatçılar var. Lakin benim için, tabiat benzersiz ve sonsuz ilham kaynağı. Ağaç kabukları, kozalaklar, kuru otlar, inanılmaz renk ve formlardaki yapraklar, çiçekler, taşlar… Tasarımın, yaratıcılığın en saf ve tarifsiz örneklerini oluşturuyor. Bu zenginlikte, bana sadece onları gözlemlemek ve çalışmalarıma yansıtmak kalıyor
– Bir çöpün kenarından geçerken dönüşümlü bir malzeme gördüğünüzde ne yapıyorsunuz?
Nerede ve ne durumda olursam olayım hemen alıyorum. Kağıt toplayıcılarıyla aramda bitmeyecek bir çekişme halini aldı bu durum. Mesela en son iki retro bavul gördüm konteyner yanında, içinde naftalinler duruyordu hâlâ. Terk edilmişlerdi ama yakında yeniden dönüşecekler!
Duygu Soysal, hazırladığı objelerin kağıdın geldiği yerin, yani ağacın kıymetini hatırlatan ürünler olduğunu düşünüyor. Ayrıca bazı ürünleri doğaya en uyumlu şekilde hazırlamaya çalışıyor. Tamamen organik yapıştırıcı ve renklendirici olarak da bitki, baharat ve sebzeleri kullanıyor. Böylece herkes evinde hem dekoratif, aynı zamanda çevreye duyarlı bir ürün sahibi olabiliyor. Hatta ve hatta bebekli aileler, küçük çocuklarının ağzına götürdüğü biblosu için daha az endişelenecek diye düşünüyor.