Kadınlarda özellikle alın ve yanak bölgelerindeki lekelerin renk değiştirdiğinde mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini söyledi.
Dermatolog Uzm. Dr. Melda Demirtaşoğlu, Agora Kadınlar Kulübü’nün konuğu oldu. Bir alışveriş merkezinde Cilt Lekeleri ve Tedavi Yöntemleri konulu söyleşi gerçekleştiren Dr. Demirtaşoğlu, cilteki koyu renkli lekelere değindi.
Kişilerin hayatının her döneminde oluşabilen koyu renkli lekelerin daha çok kadınları rahatsız ettiğini dile getiren Dr. Demirtaşoğlu, “En sık rastladığımız leke türleri, özellikle bayanlarda, genellikle hormonların değiştiği dönemlerde ortaya çıkıyor. Alın, burun üstü, bıyık bölgesi ve yanaklar bu lekelerin en fazla bulunduğu yerlerdir. Bu lekeler, özellikle gebelik sırasında yaz ve kış fark etmeden her mevsimde oluşabiliyor. Yaz dönemlerinde tabi ki de bu tip lekelerde koyulaşmalar da mümkün. Bu tip lekeler erkeklerde daha az görülüyor” şeklinde konuştu.
Deride koyu renkli lekelerin, özellikle 50-60 yaştan sonra yanaklarda, bazen küçük bazen büyük olarak ortaya çıktığını anlatan Dr. Demirtaşoğlu, “Güneş lekeleri, genetik yatkınlık, açık ten, renkli göz. Bunların hepsi sebep olabilir. Özellikle bayanlarda alında ve yanaklarda görülebilir. Renk değiştiriyorsa, üzerinde bir tahriş ya da kabuklanma hissediyorsak mutlaka tedavi edilmesi gerekmektedir. Lekelere dikkat etmeli, güneşten korunmalıdır” dedi.
TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELER?
Cilt lekelerinin tedavi yöntemlerine de değinen Dr. Demirtaşoğlu, şu bilgileri verdi:
“Bunun birkaç alternatif yöntemi var. Lekeler, tedavinin ardından dikkat edilmezse tekrar edebiliyor. Yanaklar, alın bölgesi ve burun üzerinde olan bölgelerde, hastalarımızın evde uygulayabileceği tedavi yöntemlerini öneriyoruz. Klinik uygulamalar da var. Ayrıca bir peeling yöntemi var. Bu yöntem, çoklu seans gerektirmeyen bir yöntemdir. Özellikle etkili madde içeren, krem şeklinde maskeler cilde uygulanır ve hasta o maskeyle eve gidip 7-8 saat sonra evde maskeyi yıkar. Leke çok derin değilse, bu yöntemle iyi sonuçlar alınır.
Özellikle kalın deriyi inceltmeye, derinin üst katmanında yerleşen lekenin yüzde 90’ından kurtulmasına sebep oluyor ve altından daha sağlıklı parlak bir cilt geliyor. Bunun yanında lekenin mutlaka güneşten korunması ve kremlerle desteklenmesi gerekiyor. Böylece kalıcı bir etki sağlanmış oluyor. Lazerlerle de pigment hücrelerini parçalayıp yok etmek mümkün. Yaygın olmayan küçük alanlara yerleşmiş bölgelerde pigment hücrelerinin parçalanıp deriden atılmasını sağlıyor. Kimyasal peeling dediğimiz yöntemde ise, cilde meyve asitleri dediğimiz asitler uygulanıyor. Çil gibi yaygın olan lekeleri ve güneş lekelerini de bazı özel ışık tedavileriyle tedavi ediyoruz. Hangi tedaviyi yaparsak yapalım muhafaza etmek önemlidir.”
Dr. Demirtaşoğlu, bilgilendirmenin ardından konukların cilt lekeleri ve tedavi yöntemleri ile ilgili sorularını da yanıtlandı.