Kişilik, doğuştan getirilen özellikler zemininde gelişen, ergenlikte kısmen oturan, orta yaşlarda belirginleşen, ileri yaşlarda netleşen, o kişiye özgü, değişmeye oldukça dirençli olan ama ölünceye kadar da oluşmaya devam eden bir davranışlar sürecidir.
KİŞİLİK BOZUKLUĞU TOPLUMUMUZDA SIKLIKLA RASTLANAN BİR RAHATSIZLIK
Her duygu, düşünce ve hareketin de davranış olduğunu unutmamak gerekiyor. Kişilik bozukluklarının toplumda yaygınlığı %10-13 arasında değişmektedir.
Kişilik Bozukluğu vakaları yatarak tedavi gören psikiyatri hastalarının %15 kadarında, ayaktan tedavi olan hastaların %30-50’sinde tespit edilmektedir. Yani muayenehaneye veya hastaneye müracaat edenlerin üçte biri ilâ yarısında ayrıca bir kişilik bozukluğu mevcuttur. Bu da ruh hekimlerinin neden ciddi riskler taşıdığını gösterir sanırım. Tedavide çeşitli psikoterapiler ve depresyon giderici ilaçlar kullanılır.
KİŞİLİK BOZUKLARI KAÇ TİPTİR?
A kümesinde Şizoid (garip, acayip), Paranoid (şüpheci) insanların olduğu grup.
B kümesinde Narsisistik, Histriyonik ve Antisosyal kişilik bozuklukları bulunur. Bunlar Egoları çok kabarmış ve kendilerini çok önemli gören insanlardır.
C kümesindekiler ise baş eğici ve “hayır” diyemeyen kişilerdir. Bu grupta Kaçıngan, Çekingen ve Pasif Agresifler (sürekli yakınanlar), Bağımlı Kişilik Bozuklukları bulunur.
Kişilik testleri ve gerekiyorsa ayrıntılı laboratuar tahlilleri istenir.
Eğer birisi çevrenizde uyumsuzluk ve çok ağır sevgisizlik ve sıra dışı ilişkilere meraklı, baştan çıkarıcı tavırlı, alışılmadık cinsel isteyen kişiler varsa aklınıza bu teşhis konabilir.
Bu insanlarda tedavi epey zordur. Yine de insan kendini değiştirebilir, bu nedenle bu tip bireylerden ümit kesilmemelidir. Verilen ilaçları kolay almazlar.
Sadakatsizlik veya sözünü tutmamak, başkaların hakkında olumsuz şeyler düşünmek, ters davranmak tipiktir.
Depresyon mevcutsa onun için ilaçlar, çözülme (dissosiasyon) mevcutsa hipnoz veya benzeri terapiler kullanılabilir.
Kişiler-arası psikoterapiyi Sınırda Kişilik Bozukluğu olanlarda kullanmamak gerekir çünkü kişiyi iyice bozabilir ve dağıtabilir.
Gene de kişilik ömür boyu gelişmeye ve olgunlaşmaya açıktır.
Tedavi genellikle senelerce sürer; çok az vakada ise kısa sürede sonlanır.
Her hastaya göre en doyurucu hekimin ne olduğunu mutlaka ruh hekimi belirlemelidir. Klinik psikologlar sadece testlerde yardımcı olabilir.