Soğuk algınlığının sebep olduğu akut bronşit ve grip, zaman zaman birbirine karıştırılabiliyor. Her ikisinin tedavisinde de antibiyotiğe yer yok. Hastalığınızın bronşit mi, yoksa zatürre mi olduğunu öğrenmeden, kendi kendinize antibiyotik kullanmaya başlamamalısınız. Çünkü bronşitin tedavisinde, virüsleri öldürmediği için antibiyotik kullanılmaz ama zatürrenin tedavisinde antibiyotik kullanılır. Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümünden Doç. Dr. Gülcihan Zehra Özkan, bronşit ve zatürre ile ilgili sorularımızı yanıtladı…
Akut bronşit nedir?
Akciğerlerimize oksijen taşıyan havayollarının (bronşlar) iltihaplanmasıdır. Soğuk algınlığı veya diğer solunum virüsleriyle oluşan akut bronşit, toplumda çok sık görülür. Kronik bronşit ise tekrarlayan irritasyon (sigara) ve enflamasyona bağlı olarak bronşların iltihaplanmasıdır. Bu daha ciddi bir durumdur. Akut bronşitte öksürük biriki hafta devam etse de birkaç günde düzelir. Bronşit belirtileri; öksürük, balgam, halsizlik, hafif ateş ve göğüs ağrısıdır. Akut bronşitin en sık sebebi, soğuk algınlığı yapan virüslerdir. Bu sebeple antibiotikler, virüsleri öldürmediği için kullanılmamalıdır. Öksürük iki haftayı geçerse, uyku uyutmayacak tarzda gece daha fazlaysa, ateş ve renkli balgam ve nefes darlığı öksürüğe eşlik ediyorsa; mutlaka doktora başvurmak gerekir.
Zatürre (Pnömoni) nedir?
Tıbbi adı pnömoni olan zatürre; akciğerin iltihabıdır. Bakteri, virüs, mantar gibi çeşitli mikroplarla oluşabilir. Zatürre; en sık görülen, hekime başvurmaya neden olan, en fazla ölüme yol açan hastalıklar arasındadır. Özellikle çocuklarda, 65 yaş üstü olanlarda, kronik bir hastalığa sahip olanlarda (böbrek, şeker, kalp veya akciğer hastalığı gibi), sigara kullananlarda, bağışıklık sistemini baskılayan bir hastalılığı olanlarda veya ilaç kullananlarda daha sık görülür. Toplumda gelişen pnömoniler (TGP); tüm dünyada hastane başvurularının, tedavi giderlerinin, iş-okul günü kayıplarının ve ölümlerin önemli bir kısmından sorumludur. Pnömoni; İngiltere ve ABD’de ölüm nedenleri arasında altıncı sırada, infeksiyonlara bağlı ölümler arasında ise birinci sırada yer alır. Ayakta tedavi edilen hastalarda ölüm oranı yüzde 1-5 iken, hastanede tedavi edilenlerde oran yüzde 12’ye, yoğun bakım desteği gerektiren hastalarda ise yüzde 40’a ulaşmaktadır. Ülkemizde alt solunum yolu infeksiyonları, ölüm nedenleri arasında yüzde 4.2 ile beşinci sırada yer almaktadır. Ülkemizde yapılan araştırmalar; pnömoniden ölüm oranının, hastalığın ağırlığı ile ilişkili olarak yüzde 1 ile yüzde 60 arasında değiştiğini gösteriyor. Ayrıca hastanede tedavi edilen pnömonilerde oranın daha yüksek olduğu (yüzde 10.3-60) görülmüştür.
Hastalık hangi sıklıkla görülür?
TC Sağlık Bakanlığı, Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı ve Başkent Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen Ulusal Hastalık Yükü ve Maliyet Etkinlik Projesi sonuçları 2004’te açıklanmıştı. Bu rapora göre; hane halkı araştırmasında son iki ay içerisinde hekim tanısı konulmuş ilk 20 akut ve kronik hastalık arasında zatürre yüzde 1.15 sıklık ile 15’inci sırada yer almıştır. Sağlık Bakanlığı 2004 yılı istatistiklerine bakıldığında, tüm hastane yatışlarının yüzde 1.9’unu zatürre hastalarının oluşturduğu görülüyor. ABD’de ise yılda yaklaşık 4 milyon kişide zatürre oluştuğu ve bunların 600 bin kadarının hastanede tedavi gerektirdiği tahmin edilmektedir.
Zatürrenin belirtileri nelerdir?
Ateş, öksürük, balgam çıkarma, göğüs ağrısı; en sık rastlanan belirtilerdir. Nefes darlığı, bilinç kaybı, bulantı-kusma, sık nefes alıp verme, kas-eklem ağrıları, halsizlik gibi belirtiler de görülebilir. Ağır zatürre durumlarında hastada deri ve mukozanın mavi renk alması, ciddi nefes darlığı, tansiyon düşüklüğü ve bilinç bulanıklığı olabilir.
SİGARADAN UZAK DURUN
Hastalığın tanısı nasıl konur?
Zatürre belirtileriyle gelen hastalar muayene edildikten sonra çoğunlukla akciğer grafileri çekilerek tanı konur. Ağır zatürre durumlarında ve hastaneye yatması gereken hastalarda kan testleri, bilgisayarlı tomografi ve balgam testleri gibi ileri incelemeler gerekebilir. Zatürreye neden olan mikrobun belirlenmesi için balgam örneğinin incelenmesi gerekir. Ancak çoğu zaman değişik nedenlerle mikrobu belirlemek mümkün olmayabilir.
Korunmak için ne yapılmalı?
Altta yatan kronik hastalıkların kontrol altına alınması, dengeli beslenme, hijyenik önlemler, sigara ve alkol alışkanlıklarının kontrolü, pnömokok ve yıllık influenza aşıları; TGP’nin sıklığını ve ölüm oranını azaltabilir. Aktif veya pasif sigara içmek, TGP’de bağımsız bir risk faktörüdür. Bu nedenle sigarayı bırakma konusunda tıbbi destek verilmelidir. Zatürreye en sık neden olan mikrop, pnömokoklardır. Pnömokoklara karşı yapılan pnömokok aşısı (zatürre aşısı) önerilir.
PNÖMOKOK AŞISI KİMLERE YAPILMALI?
65 yaş ve üzeri
Kronik hastalığı olanlar; FEV1 yüzde 40 olan KOAH’lılar ile bronşektazi, pnömonektomi (bir akciğerin cerarahi olarak yerinden tamamen çıkarılması), kalp ve damar, böbrek, karaciğer ve şeker hastalığı olanlar
Kronik alkolikler
Dalak disfonksiyonu veya dalağı alınmış olanlar
Bağışıklık yetmezliği ve bağışıklık sistemini baskılayan tedavi alanlar
Beyin omurilik sıvısı kaçağı olanlar
Pnömokok hastalığı veya komplikasyon riskinin artmış olduğu şartlarda yaşayanlar
Aşı, koldan kas içine yapılır. Oldukça güvenilirdir, ciddi yan etkilere pek rastlanmaz. Yaşam boyu bir veya iki kez yapılması çoğu kez yeterli olur.
Grip (influenza) de zatürreye zemin hazırlaması açısından tehlikeli olabilir. Her yıl gribe en fazla neden olan mikroplar belirlenip yeni aşı hazırlanır ve grip aşısının her yıl tekrarlanması gereklidir. Aşı; Eylül, Ekim, Kasım aylarında yapılabilir.
HASTALIĞIN TEDAVİSİ 21 GÜN SÜREBİLİR
Zatürre nasıl tedavi edilir?
Zatürre tedavisinde; antibiyotikler, bol sıvı alımı, istirahat, ağrı kesiciler ve ateş düşürücüler kullanılır. Hastaneye yatması gereken hastalara daha farklı tedavi yöntemleri uygulanabilir. Çok ağır zatürre durumlarında yoğun bakımda yatış, solunum desteği uygulanma zorunluluğu doğabilir. Zatürreye neden olan mikrobun belirlenmesi çoğu kez mümkün olmayabilir. Ancak zatürre tanısı konduktan sonra en kısa zamanda antibiyotik tedavisine başlamak gerekir. Bu nedenle hastanın yaşı, kronik hastalıkları, zatürrenin şiddeti gibi durumlar dikkate alınarak antibiyotik tedavisine başlanır. Balgamda herhangi bir mikrobun izlerinin saptanması durumunda, bu mikrobun hangi antibiyotikle tedavi edilebileceğine dair veriler, 72 saat içinde sonuçlanır. Sonuçlara göre antibiyotik tedavi yeniden düzenlenebilir. Tedavi süresi; hastalığın başlangıçtaki şiddetine, sorumlu mikroba, eşlik eden bir hastalığın olup olmamasına ve hastanın bireysel yanıtına göre değişebilir. Genellikle ateşin düşmesini takiben beşyedi gün daha antibiyotiğe devam edilir. Ancak bazı mikrop türlerine bağlı zatürre durumlarında tedavi süresini 10-14 güne, bazen 21 güne kadar uzatmak gerekebilir.