Gençlerde de görülüyor!
Günümüzde unutkanlığın, sadece yaşlı insanları değil, toplumun genç ve çalışan kesimini de ciddi biçimde etkileyen bir şikayet haline geldiği belirtildi.
Medical Park Trabzon Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Sema İpek, unutkanlığın yaşlı insanlarda oldukça sık rastlanan bir yakınma olduğunu ancak toplumun genç ve çalışan kesiminin de bu tür şikayetleri sık sık dile getirdiğini söyledi. İleri yaşla birlikte unutkanlık ve diğer zihinsel yeteneklerin bozulmasının toplumda hep yaşlanmanın doğal sonucuymuş gibi görüldüğünü ifade eden İpek “İnsan ortalama yaşam süresi özellikle aşılama, hijyenik koşulların iyileşmesi, çeşitli hastalıkların tedavisi veya kontrol edilebilir hale getirilmesi sonucu hızla artmıştır. Dünya nüfusundaki bu yaşlanma beraberinde demans, Parkinsonizm, strok gibi ileri yaş hastalıklarının sıklığının artışını da getirmektedir. Yaşın ilerlemesi ile birlikte, Alzheimer hastalığına yakalanma riski ve toplumda Alzheimer hastalığına yakalanan insan sayısı da artmaktadır dedi.
”Bunama bir hastalıktır”
Unutkanlık, yaşlı insanlarda oldukça sık rastlanılan bir yakınma olduğunu dile getiren İpek, “İleri yaşla birlikte unutkanlık ve diğer zihinsel yeteneklerin bozulmasını hep yaşlanmanın doğal sonucuymuş gibi görme eğilimi vardır. Ancak bunama bir hastalıktır ve yaşlanmanın doğal sonucu değildir. Bunama (Demans) bilinci açık bir kişide, günlük aktivitelerini etkileyecek derecede entelektüel ve sosyal yeteneklerinde yıkımla giden bir sendromu tanımlar. Demansta belirtiler sıklıkla bellek kaybı ile başlar, özellikle yakın geçmişte yaşanan olaylar kolay unutulur, aynı şeyleri tekrar tekrar anlatmaya başlarlar, yeni bilgiyi öğrenemez, konuşurken kelime bulmakta zorlanırlar. Nesneleri ve yüzleri tanımakta zorlanırlar. Yargı ve akıl yürütme de önemli ölçüde bozulabilir. Unutkanlığın yaşlanmanın bir parçası olarak kabul edildiği durumlarda ise genellikle demans kendini kişilik ve davranışlarda değişiklikle belli eder. Hastalarda kolay sinirlenme, depresyon ve aşırı kuşkuculuk görülebilir, bazen aşırı sakin ya da saldırgan olabilirler diye konuştu.
Alzheimer’da yaş faktörü
Bunama durumlarının yarıdan fazlasına Alzheimer hastalığının yol açtığını kaydeden Dr. Sema İpek “Alzheimer hastalığında yaş önemli bir risk faktörüdür. 60-65 yaşından sonra bir kişide birinci derece yakınlarında Alzheimer hastalığı olması, daha uzun yaşam süresi olması nedeniyle kadın cinsiyet, geçirilmiş kafa travması öyküsü, düşük eğitim düzeyi, damar sertliği, hipertansiyon, hipotansiyon, kolesterol yüksekliği, diyabet ve obezite gibi faktörlerin görülmesi Alzheimer riskini arttırır. Antioksidanlar, nonsteroid antienflamatuar ilaçlar, östrojen, statinler, yüksek eğitim düzeyi, mental aktiviteler, fiziksel egzersizler, sosyal ilişkilerin arttırılmasının Alzeimer Hastalığı üzerine koruyucu olduğu konusundaki araştırmalar ise halen devam etmektedir şeklinde konuştu.
Alzheimer hastalarının 24 saat bakıma ihtiyacı olduğunu kaydeden Dr. İpek, “Alzheimer Hastalığı’nın hafif döneminde hastalar sosyal ilişkilerini bağımsız olarak sürdürebilirler. Orta evrede ise hastalar toplum içindeki günlük yaşam işlevlerini yapabilmek için başkasının yardımına ihtiyaç gösterirler. Gün, ay ve yılı doğru hatırlayamayabilirler. Bildikleri çevrede kaybolabilirler, hesaplama uygun kıyafeti seçebilme yeteneği bozulur. Orta ve ağır evrede hasta, yardımsız tek başına doğru dürüst giyinemez banyo ve temizliğini yapamaz duruma gelir. İleri dönemlerde ise 24 saat bakım gerekli hale gelir. İleri yaşta ortaya çıkan tek unutkanlık-bunama sebebi Alzheimer Hastalığı değildir bilgisini verdi.
Unutkanlığın nedenleri
“Günümüzde unutkanlık sadece yaşlı insanları değil, toplumumuzun genç ve çalışan kesimini de ciddi biçimde etkileyen bir şikayet haline gelmiştir” diyen Dr. ipek, şunları söyledi:
“Genç ve orta yaşta ortaya çıkan unutkanlığın nedenleri ileri yaştakinden çok farklıdır. Bu yakınma her zaman pek ciddiye alınmasa da üretkenliği ve kişinin günlük hayatını ciddi biçimde etkiler hale gelebilir. Bu durum genellikle kişinin kendisi ya da çevre tarafından iş yükünün yoğunluğu ve stresle ilişkilendirilir. Bu ilişkilendirme kısmen doğrudur ama her zaman değil. Bazen altta yatan sebep iç salgı bezlerinde fonksiyon bozukluğu, kansızlık, vitamin eksiklikleri gibi ruhsal olmaktan çok bedensel kaynaklıdır. Bu tarzdaki bedensel sorunlar ruhsal kaynaklı yakınmaları ağırlaştırmakta ve iyileşmesini engellemektedir. Bu durumda ayırıcı olabilecek önemli nokta, kişinin unutkanlığına eşlik eden genellikle başka şikayetlerinin de var olmasıdır. Baş dönmeleri, yürürken dengesizlik hissi, nedensiz yorgunluk bitkinlik hissi, ellerde ayaklarda uyuşmalar, görme bozuklukları, baş ağrıları, çarpıntılar vb. ilave yakınmalar bu tarzdaki bozuklukların belirtileri olabilir. Bu nedenle, 20’li 30’lu yaşlarda da unutkanlık ciddiye alınması gereken bir durumdur. Öncelikle ciddi bir nörolojik değerlendirmeden ve gerekirse bir takım testlerden geçilmesi gerekmektedir. Sebep ruhsal kaynaklı olduğunda da yapılması gereken durumu olduğu gibi kabullenmek değildir. Tedaviden ciddi yarar sağlanabilir. Orta ileri yaş, yani 40’lı 50’li yaşlara gelince durum biraz daha farklılık göstermektedir. Bu yaşlarda unutkanlık, artık toplumda iyi bilinen Alzheimer hastalığı için değil ama daha erken yaşlarda başlaması mümkün olan ‘Alzheimer dışı unutkanlık hastalıkları’ açısından ayrıntılı bir biçimde özellikle nöropsikometrik testlerle değerlendirmeyi gerekli kılar.