Çabuk öfkeleniyor, kolay yoruluyor ve uyuyamıyorsanız…

Günlük hayatta evham ve aşırı kaygıya kapılıyor, çabuk öfkeleniyor, kolay yoruluyor ve uyku sorunları yaşıyorsanız ‘yaygın kaygı bozukluğu’ sorunuyla karşı karşıya olabilirsiniz.

Psikiyatrist Dr. Uğur Hatıloğlu’na göre, uzun süredir iş hayatında, günlük yaşamda ortaya çıkan olaylar karşısında evham ve aşırı kaygıya kapılıyor, aşırı olduğunu bilmenize rağmen evhamlanmaktan kendinizi alıkoyamıyor, çevreniz tarafından ‘sabırsız, panik atak, kuruntulu’ olarak adlandırılıyorsanız, sizdeki sorunun adı; Yaygın Kaygı Bozukluğu.

Sorun aynı zamanda çabuk öfkelenmek, kolay yorulmak, kaslarda gerginlik hissetmek, düşünceleri yoğunlaştırmakta zorlanmak, uyku sorunları çekmek gibi bir dizi şikayeti de beraberinde getiriyor.

Yaygın kaygı bozukluğuna sahip kişilerin hayatın hep kötü yönlerini görüp sürekli sevdiklerinin başına bir şey geleceği endişesi ile yaşadıklarını söyleyen Hatıloğlu’na göre bu durum, gündelik işlerin aksamasına ve yaşam kalitesinin önemli ölçüde düşmesine yol açıyor:

“Bu kişiler, henüz olmamış bir olayı olmuş gibi düşünerek ya da olası sonuçları tahmin ederek kendilerini kaygı ve üzüntünün kucağına bırakırlar. Sürekli bunları düşünmekten gündelik işlerini aksatır ve düşünmekten de kendilerini alıkoyamazlar. Kendilerinin ya da sevdikleri kişilerin hayatlarında olabilecek ya da olan herhangi bir değişiklik onları bu duruma itebilir. Bir yere zamanında yetişmekten olası bir depreme, faturaların ödeme tarihlerinden, dünyanın nereye gittiğine kadar endişe yaşarlar.”

BAŞ AĞRISI VE GÖZ SEĞİRMESİ SIK GÖRÜLÜYOR

Yaygın kaygı bozukluğu yaşayanlarda; göz seğirmesi, titreme, kas ağrıları, uyuşukluk ve karıncalanma, dişlerde kitlenme, kendini katı ve kasılmış hissetme, baş ağrısı, bağırsak hareketlerinde hızlanma ya da kabızlık gibi fiziksel belirtiler de sık görülüyor.

Bu şikayetleri olan kişilerin psikiyatristlerden ziyade daha çok dahiliye, kardiyoloji, nöroloji, gastroenteroloji gibi branşlara başvurduklarını aktaran Hatıloğlu, bir uyarıda bulundu, “Gerilim tipi baş ağrısı, migren, asabi tansiyon en çok tespit edilen tanılardır ve olup ilgili olmayan branşlarca yanlış psikiyatrik tedaviler başlanabilir. Genelde bu kişiler psikiyatri uzmanına başvurduklarında belli psikiyatrik tedavileri uzun zamandır kullanıyor olabilirler. Bu durum da tedaviyi zorlaştırır” dedi.

Bazı hastaların kaygıyı azaltmak ve uykuya dalmayı kolaylaştırmak için alkol ve madde kullanımına yönelebildiğine dikkat çeken Hatıloğlu, sorunun iş hayatını da olumsuz etkilediğine vurgu yaptı.

İŞ HAYATINDA BAŞARISIZLIK NEDENİ OLABİLİR

Bu kişilerin iş hayatlarının da kabusa dönüşebildiğini dile getiren Psikiyatrist Dr. Uğur Hatıloğlu, “İşle ilgili durumlarda her şey acildir. İşler yetişmeyecek diye düşünüp eve iş götürebilirler ve zaman planlaması yapmakta zorlanırlar. Diğer iş arkadaşlarını da işler yetişsin ya da daha çabuk olsun diye sıkıştırabilirler, bu da olumsuz karşılanıp gerilime yol açabilir. Sık sık fiziksel belirtilerle işten izin alıp doktor başvurularında bulunabilirler. Uyku sorunları, kas ve baş ağrıları nedeniyle kolay yorulurlar. Bu yüzden kendilerini enerjik hissettirecek ek besinler, vitaminler dener veya başkalarına önerirler” diye konuştu.

Dr. Hatıloğlu, yaygın kaygı bozukluğundan kurtulmada, kişiye göre seçilmiş ilaç tedavileri ve bireysel psikoterapinin yararlı olacağını sözlerine ekledi.

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir